Birkaç gündür gerek sosyal medyada gerekse televizyonlarda Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakaretlere olan tepkileri bende yakından takip ediyorum. Dün Başbakan Binali Yıldırım’da beklenen açıklama ve kınamayı yaparak, yargının gereken cezayı vereceğini müjdelemesi içimizi bir nebze de olsa rahatlattı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Ulu Önder Atatürk’ün başta annesi, babası ve manevi kızına atılan bu çirkinhakaretler hangi dinin ahlakına ve adabına uyar varın siz düşünün.

Her dönem bu tür güruhlar ürerler. Maksatlı türeyen bu güruhlar tek bir hizmete çalışır ve çabalarlar. Bu güruhların amacı ülkeyi karıştırmak, parçalamak, bölmek ve yıkmaya çalışmaktır. Bir merkeze hizmet ederler ve o merkezden karınlarını şişirirler.

Sözde 2-3 tane yazar, tarihçi veya din adamı müsvetteleri, bugünlerde özellikle Atatürkçülerle dincileri birbirine düşürmenin gafletindeler. Neden biliyormusunuz? Bu güruhlar geçmişte Alevi Sunni ayrımı yaparak bu ülkeyi yıkmaya çalıştılar ve başaramadılar. Neden biliyormusunuz? Yine bu güruhlar geçmişte Türk Kürt ayrımı yapmaya çalıştılar ki hala çalışıyorlar ve yine bu ülkeyi yıkmayı başaramadılar. Bugünde Atatürkçülerle dincileri karşı karşıya getirerek üstelik meydanlara dökerek çatıştırmaya çalıştılar ve yine başaramadılar.

Ben bu hakaretleri dinleyip okudukça bunların dinlerinden de şüphe etmeye başladım. Bırakın Atatürk’ü bir tarafa, bir insanın annesine, manevi kızına, babasına atılan bu çirkin iftiranın hangi dinde, hangi mezhep de yeri vardır söylermisiniz Allah aşkına.

Avrupa’da Hz. Muhammed Peygamber Efendimize (S.A.V) yapılan hakaretler, aynı maksatları gütmüyor mu? Amaçları ne? Ülkeyi yıkmak değil mi? Çıkarmak istedikleri bir savaşla Türkiye’yi etkisiz hale getirmek değil miydi? Onlarda başaramadılar ve yıkamadılar.

Peygamber Efendimize (S.A.V) yapılanları unutmadık, unutmayacağız da. Buna kimsenin şüphesi olmasın. Cumhuriyet tarihimizde bu güne kadar Atatürk’e yapılanları, Menderes’e yapılanları, Erbakan’a yapılanları, darbeleri, muhtıraları bunları da şüphesiz unutmayacağız.

Sonuç itibarı ile bunların seviyesine hiç inmemek lazım. Biz 80 milyon, tek vatan, tek millet, tek bayrak ve tek devlet çatısı altında işimize bakmaya devam edeceğiz. Bu hain, dinden, dinden, imandan çıkan güruhların oyunlarına gelmeden aksine her fırsatta da oyunlarını bozmaya devam edeceğiz.

Alevisi ile, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Romanı, Efesi, Dadaşı, Yörüğü, Türk’ü kısacası 72 türlü milletiyle bu hainlerin kabusu olmaya devam edeceğiz. Yılmayacağız, Yıkılmayacağız, Yıkamayacaksınız. Sizin asil Türk Milletine asla gücünüz yetmeyecek. Kendi kanlarınızda, kendi şerlerinizde boğulacaksınız. Türk Milletini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkamayacaksınız…