Ekonomik dar boğazda olan esnafların gözü üreticilere ödenen destek paralarında idi. Evet 3 Nisan’dan itibaren kademeli bir şekilde destek paraları yattı ama Ordu’da ekonominin canlanmasına yetmedi.
Fındık üreticisinin de borç yükü altında olması nedeniyle piyasalar umduğunu bu kez de bulamadı. Bir yandan destek paralarına bir yandan da bankaların sicil affına umutlarını bağlayan esnaflar yine hüsrana uğradı.
KOSGEB kredilerine başvuran esnaflar hatırlanacağı gibi geçen 2 hafta içerisinde de bankaların engeline takılmıştı. Üstelik sicil affından faydalanmaya müsait olan esnaflar bile bu engel karşısında ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi. Ve bu belirsizlik, endişeli bekleyişinde hala sürdüğünü biliyoruz.
Hal böyle iken üreticiye can suyu niteliğinde ödenen dönüm destek paraları da piyasaların kıpırdanmasına ve az da olsa toparlanmasına yetmedi. Yetmediği gibi, haciz ve icra takibinde bulunanlarında haklarında ki işlemlerin hızlandırılması hem üreticinin hem de esnafın belini bükmeye devam ediyor.
Tablo ortada. Gerçekler gün yüzü gibi aşikar, sonuç itibarıyla Ordulu milletvekillerinin bu olaya bir an önce el atmalarından başka kurtuluşta pek gözükmüyor. Yani bankaların ivedi olarak toparlanıp bu sicil affı konusunda ki samimiyetlerini bir an önce hayata geçirmeleri gerekiyor.
Milletvekillerimiz bu konuda başarılı olamazlar ise, önümüzde ki Mayıs ayında daha sezon başlamadan kapanan işyerlerinin çok daha fazla olabileceğine tanık olabilirler. Maalesef bir düzen kolay kurulmuyor ancak çok da çabuk kurduğunuz düzen bozulabiliyor.
Yani bir işyeri veya işletme sahibi olabilmek çok zor ama o işyerini kapatmak da çok kolay değil mi? Kilidi vurdun mu her şey bitiyor. İşte bu kadar basit. Akabinde doğuracağı sonuçlarda hepimizin malumu değil mi?