Biz Avrupa’yı nereden tanıyoruz? Güzel bir soru aslında değil mi? Evet biz Avrupa’yı nereden tanıyoruz biliyor musunuz? Yüzyıllardır yaptıkları insan ticaretinden, insanları köleleştirip satmalarından, renk ve ırk ayrımından, siyah-beyaz ayrımcılıklarından tanıyoruz.

Biz Avrupa’yı, eski Yugoslavya, Bosna Hersek’te katledilen binlerce insanlara karşı kayıtsız ve sessiz kalmalarından tanıyoruz.

Biz Avrupa’yı geçmişte Nazi kıyımından, ETA, ASALA gibi terör örgütlerini bağrında beslemelerinden tanıyoruz. Biz Avrupa’yı, Japon halkına attığı atom bombasından tanıyoruz.

Biz Avrupa’yı ermeni soykırımına verdiği desteklerle tanıyoruz. Biz Avrupa’yı başta Türkiye olmak üzere, Ortadoğu ülkelerine karşı olan terör örgütlerine ve bunların mensuplarına ülkelerini yolgeçen hanına çevirmelerinden tanıyoruz.

Biz Avrupa’yı, Balkanlarda Türk asıllı olan muhacir vatandaşlarımıza yaptıkları çifte standartları ile tanıyoruz.

Biz Avrupa’yı ezan seslerimizi kesmelerinden tanıyoruz. Avrupa’da ki camilerimizde okunan ezanlar kesinlikle dışarı verdirilmiyor. Oysa biz ülkemizde ÇAN seslerini de duyuyoruz. Çok şükür EZAN sesi de duyuyoruz. Biz Avrupa’yı anti Laik oluşu ile de gayet iyi tanıyoruz.

Biz bugün Avrupa’yı daha da iyi tanıyoruz. PKK, YPG, PYD, DEAŞ ve bunlar gibi onlarca terörist guruplarına verdikleri maddi ve manevi desteklerle tanıyoruz. Irak, Afganistan, Pakistan mezalimlerine ortak olmalarından da tanıyoruz.

Biz Avrupa’yı, gücümüzü ve güçlü olduğumuzu hazmedemeyişinden tanıyoruz.  Biz tanıyoruz sizi. Bize ne yapmak istediğinizi biliyoruz. Hem de çok iyi biliyoruz. Bölmek, parçalamak, paramparça etmek, İşgal etmek, yok etmek, korkutmak, diz çöktürmek, sonra evsiz, yurtsuz, vatansız bırakmak, İstiyorsunuz bizi... Hepsini biliyoruz...

Biz Avrupa’yı, insan haklarına, sözde basın özgürlüğüne, uyguladığı çifte standartlardan, Biz Avrupa’yı kara, kapkara, beş para etmez ciğerinden tanıyoruz.

Biz sizi çok iyi tanıyoruz... Ama siz daha tanıyamamışsınız bizi... ‘Biz Türkiye’yiz...  Veee biz Diz çökmeyiz!..’