Bu kentin sokaklarına tükürmekten başka, sigara izmariti çöp atmaktan başka bir şey yapmayan kimi dangalaklar Ordu sevdalısıyız ayaklarıyla yaşadığım kent ile ilgili ahkam kesiyorlar.
Boztepeye çıkıp rakı içenler Ordudaki turizmin sadece Boztepede olduğunu zannediyorlar.
Yada durugöl sahilinde açılan pidecide bir buçuk porsiyon pide lüpleyenler Ordunun ne kadar gelişmiş olduğunu anlatıyorlar.
Yani dünyaları ile birlikte kafalarıda küçük zatızevatlar Ordudaki yaşamın , sanatın, kültürün var olup olamama savaşının farkında bile değiller..
Ellerindeki at yarışı kuponunu kitap, sayısal loto kuponunu dergi,iddia kuponunu broşür niyetine hatim edenler yitip giden bir kentin hikayesini anlatmaya bayılıyorlar..
Ordu batmış umurlarında değil. Ülke batmış şeylerinde değil. Dünya parçalanmış tıklarında değil..
Orduda yapılan bir şeye önce muhalefet ediyoruz, sonra çark ediyoruz, en sonunda da kabulleniyoruz..
Orduyu yönetenleri bazen acımasızca eleştiriyoruz.. Ama kendimize hiç dönüp bakmıyoruz..
Sen sahillerde ağaç diplerine bilmem neyini yaparsan yöneticiler ne yapacak..
Sen sahilde yediğin iki gıdım çekirdek kabuğunu ulu orta kaldırımı atarsan yöneticiler ne yapacak. Sen elindeki sigara paketini on tane çöp kutusunu esleyip sokağa atarsan yönetici ne yapacak.
Bakın bu Orduda evinde biriktirdiği çöp poşetini üşendiği için kapısının önüne kadar gelen çöp kamyonuna vermeyip sokağa balkonundan atan yüzlerce insan var..
Önce kendimize bakacağız. Kendimizi sorgulayacağız.. Biz ne kadar görevimizi yaparsak bizi yönetenlerden de o kadar hesap sormaya hakkımız olur..
Yoksa gerisi abesle iştigal..