Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, (fenalıklardan) sakınırsınız diye oruç sizin üzerinize de farz kılındı.

Bakara-183

11 Ayın Sultanı Ramazan geldi ama çok farklı buldu bizleri.

 Ne oldu bu müslümanlara? Eskiden böyle değildi bu insanlar. Benim geleceğimi haber veren Recep ve Şaban aylarından itibaren hazırlıklar yapılırdı. Evlerde iş yerlerinde temizlikler, alışverişler yapılırdı.

Kimisi evini badana boya yapar, kimisi süslemeler yapardı. Kimi işini Ramazana göre ayarlar, kimisi de izine ayrılırdı.

Üzülerek ifade edelim ki, kadrini kıymetini bilemediğimiz, geldiği halde görmezden geldiğimiz, yasakladığı halde ihlal ettiğimiz, kaideli-kurallı, planlı-programlı Ramazan ayımız yine geldi.

Vaktim yok diyenler, işim çok diyenler, okulum var diyenler için iyi bir fırsat. Şimdi bakalım gelen misafiri nasıl ağırlayacağız...

Diğer taraftan zulum gören Müslümanların zulmu maalesef devam ediyor. İşte İsrail zulmu!

Dünya bir taraftan savaşlar sebebiyle can çekişirken diğer taraftan zalimler zulümlerine devam etmektedirler.

Hz. Ali efendimize atfedilen bir söz: "Bir zulmu engelliyemiyorsan en azından onu duyurun."  

Efendimiz (sav): de “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”

(Müslim, İman 78)

Bir gün Resulullah’ın arkadaşlarından biri olan Muaz, Efendimize:

“İmanın en yüksek derecesi nedir? diye sordu ve Peygamberimiz ona;

“Allah için sevmen Allah için buğzetmen ve dilini Allah’ın zikri ile meşgul etmendir” buyurdu.

Hz. Muaz (r.a.) (yine) sordu:

“Ey Allah’ın resulü: Bu (tavsiye ettiğiniz şeylerin yanında) ne yapmamı istersiniz?” Resulullah (as) cevaben buyurdu:

”Kendin için hoş gördüğün, şeyi bütün insanlar için de sev; nefsine yapılmasını hoş görmediğin şeyleri diğer insanlar için de hoş görme!"

Değerli gönül dostlarım;

Bizler de İslam kardeşliğinin gereğini yerine getirmekle mükellefiz. Elimizden fazla bir şey gelmiyor. En azından dualarımızla, fitrelerimizle, zekatlarımızla mazlum ve mağdurların yanında olduğumuzu gösterelim.

Efendimizin müjdesine inşallah nail olacaksınız. Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimiz şöyle buyuruyor:

“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim, bir müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanın kusurunu örterse, Allah da kıyamet günü onun kusurunu örter.” (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58)

Yardım adı altında fakirlerin rencide edildiği, medyada reklam malzemesi olarak kullanıldığı, yiyecek ve içeceklerin israf edildiği, içecek adı altında birilerinin reklamının yapıldığı bir Ramazan olmayacak bu sene inşallah.

Bu Ramazan gerçek hayırseverlerin, gönüllülerin, sağ elin verdiğini sol el duymasın ciddiyetiyle hareket eden aklı selim takva sahibi insanların, komşusu aç yatarken tok yatmayacak kadar duyarlı olanların, Allah'ın verdiğini kula ikram etme zamanıdır diye yola çıkacak ve HER ŞEY İSLAM İÇİN diyenlerin, gerçek yiğitlerin, kahramanların, mücahidlerin, dava sahiplerinin ramazanı olacaktır.

Ramazan ziyafet ayı değildir.

Ramazan mazlum ve mağdurun  halinden anlamaktır.

Ramazan   sevgi, anlayış, tefekkür, tezekkür, bereket ve kurtuluş demektir. Sofranız bereketli ömrünüz sağlıklı ve  sıhhatli olsun.

Ramazan ayı kalbimize teselli, ruhumuza ilaç olsun ve dualarımızın kabulüne vesile olsun.

Bu ayda gıybet, dedikodu, iftira, yalan, malayani ve riyayı terkedip huzurla imanla dolu mutlu bir ay yaşamayı Rabbim nasip eylesin.

Ramazan-ı Şerif'i hakkıyla değerlendirmeyi nasip eylesin.

Dönüm noktamız olsun RAMAZAN.

Ramazan-ı Şerif'in tüm İslam aleminin ve insanlığın uyanışına, zulümlerden,  kan ve göz yaşından kurtulduğu, kardeşliğin Ahlak ve Maneviyatın ön planda olduğu,  vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.