Dünyada ve ahirette bütün varlık alemi yaratılışmışların rızk’ı(“Er-Rızk’u Allah.’ Allah’tandır.‎

"Allahü teâlânın rızık vermediği, bir canlı yoktur." (Hud 6)

Rızık Allah’tandır, gerisi hep birer sebep teşkil eder.

Yaratmış olduğu her varlığı herhangi bir şekilde İhtiyaca hasıl edende, araya vesile koyanda yine O’dur.

“Birisi senden yardım istediğinde şöyle düşün;

İlk önce Allah’tan yardım istemiş, Allah da senin adresini ona vermiş..”

İhtiyaç sahibi Müslüman bir kadın,

kendisine yardım yapılması için bir halk adına yayın yapan bir radyo programını arıyor acil ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Bunun üzerine, bunu dinleyen zengin bir ateist, kadınla dalga geçmek için kendi elleriyle bir yardım kolisi hazırlıyor. Kolinin ikisine de bir miktar para bırakıyor. ve sekreterin yanına çağırıyor.

Bu koliyi o kadına götürün teslim edin diyor,

Kadın kimden geldiğini sorarsa şeytandan geldiğini gönderdi deyin diyor.

Sekreter denileni yapıyor.

Kadın kapıyı açıp yardım kolisini görünce, koli getirene teşekkür edip ellerini açıp Rabbine şükrediyor.

Sekreter kolinin kimden geldiğini merak etmiyormusunuz diye sorduğunda?

Hayır etmiyorum.

Çünkü Allah bir şeyin olmasını dilerse eğer, şeytanlar dahi ona itaat eder diyor.

Bu cevabı duyan atais adam Müslüman oluyor kardeşlerim.

Büyüklerimiz derler ki, dilenmekle, dilemek arasında bir fark vardır.

Dilin elini açar kullardan bekler, dileyen ellerini açar rahmeti rahman’dan ister.

Dilenen de zillet, dileyen de izzet vardır.

Kadın meyve ağacına o meyveyi getirene değil, “Meyve ağacını onun için yaratıp, Meyveyi ona getirene “ilham edecek olana şükrediyor.

İşte kime şükredileceğini bilmek insanı izzet ve iman sahibi yapıyor.

“Rabbim bizleri kendisinden başka, hiç kimseden DİLEMEYEN kullarından eylesin.

İnsan bu dünyaya hiçbir şeyle gelir, her şeyin peşine düşer, sonra her şeyi bırakıp hiçbir şeyle gider.

Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.