İhâleye çıkmış millet bahçesi

İçinde câmisi yokmuş diyorlar

Ordu maalesef böyle bir yermiş;

İrfânın hâmîsi yokmuş diyorlar...

***

Vekilleri çok, bürokratları da

Hem de partileri AK'mış diyorlar

Umurlarda değil Ordu özeli

Başka gâileler çokmuş diyorlar...

***

Ordu'nun kimliği, hem kişiliği

Kuzeyden maalesef hep aşılığı

AK'la da gitmedi hiç şaşılığı

Kıble derslerinde çakmış diyorlar!...

***

Ey ahâlî; Taksim'e câmi neyse

Bu da o; tamı tamına, nerdeyse

Tunceli, sonra Ordu; nasıl şeyse?

Dereler esas, ters akmış diyorlar...

***

Diyânet Başkanı iki dönemdir

O da mı görmüyor, bu bir önemdir?!

Benimse çalışan sâde çenemdir!

Nûrânî câmiye takmış diyorlar...

***

İyi de dostlarım, şâir haksız mı?

Dâvâmız burada bunca öksüz mü?

Bu Ordu milleti böyle köksüz mü?

Kim şeytana kıyak çekmiş diyorlar?!...

***

Bir fırsattı burda Millet Bahçesi

Neşe, huzur, mâneviyât bohçası

Bu, Ordu'ya yakışmadı, dostçası;

Gönlü ruhsuzluğa akmış diyorlar!...

***

Mes'uller düşünsün âkıbetini

Dışladılar Hakk'ın âtıfetini

Düşlemez toplumun hiç cennetini

Cinnete gemiler yakmış diyorlar...

***

Nûrânî, devrandır; gidiyor böyle

Kim neye ömrünü adıyor böyle?

Halk, hangi diyeti ödüyor böyle?

Üste karabasan çökmüş diyorlar!....

***

Hilmi Başkan; helâliniz hoş olsun

İster misin sevâp hânen boş olsun

Mânâyı boşlayan beton, taş olsun

Herkes yaptığını çekmiş diyorlar!...

***

Şaşarım şu insanların işine

Niye haram katar tatlı aşına

İhânetin, böyle düşer peşine;

Emânet en çetin yükmüş diyorlar!....

***

Biz yaptık mı bilmem üste düşeni?

Uyarmak yeter mi yolda şaşanı?

Çavuşta iş yoksa ara paşanı!

Netîce gayrete bakmış diyorlar!...