Öğrenilmiş çaresizlik nedir bilir misiniz?
Fil örneğini duymuşsunuzdur.
Küçük yaşta zincirlenmiş filin, büyüdüğü ve daha güçlü olduğu halde kaçmak ve zincirleri kırmak için hiçbir şey yapmayıp beklemesidir.
Bu fil durumunun değişmeyeceğini kabullenmiştir ve çaresizlik hissetmektedir.
Bu yüzden kurtulmak için mücadele etmez.
***
Avcının biri dağda avlanırken bir kartal yuvasına rastlar. Yuvada bir tane kartal yumurtası olduğunu görür ve onu alır.
Yumurtayı alarak evine gelen avcı, kümeste kuluçkaya yatmış tavuğun altına bu yumurtayı da koyar. Amaç bir de kartalının olmasıdır.
Derken yumurtadaki civcivlerle birlikte avcının koyduğu yumurtadan da kartal çıkar.
Gel zaman git zaman civcivler büyümeye başlamış.
Bizim kartal yavrusu, kendisinin diğer kardeşlerinden farklı olduğunu düşünmeye başlar.
İçinden “Ben kartalım” der; fakat kendisiyle alay edilmesinden korktuğu için bu düşüncesini hiç kimseye açamaz.
Bir süre sonra köyün üzerinde kartalların uçuştuğunu görür. Bizim küçük kartal uçan kartalları görünce kardeşlerine:
—“Ben bir kartalım.” der.
Kardeşleri:
—“Hayır, sen bir tavuksun; çünkü senin annen de kardeşlerin de tavuktur. Hem kartallar dağda yaşar ve havada uçarlar. Sense kümeste yaşayan ve uçmayan bir tavuksun.” derler.
Bizim küçük kartal da gücünün farkına varıp uçmayı denemek yerine, biz insanlar gibi öğrenilmiş çaresizlik içinde etrafın sözüne bakar. “Evet, bir tavuğum.” diyerek kartal olarak doğduğu bu dünyada tavuk olarak yaşamaya devam eder.
***
İster Fil olusun,
İsterse tüm ihtişamıyla bir Kartal.
İçinde bulunduğunuz durumu kabullenmişseniz,
Hele üstünüzdeki ölü toprağından kurtulmak niyetinde değilseniz,
Kendi hayal ettiğiniz gibi değil,
Başkalarının layık gördüğü hayatları yaşarsınız.
Ama aynada bir bakın kendinize.
Fil, Kartal yada Tavuk…
Siz nesiniz?