Beni bu havalar mahvetti diyor Orhan Veli.
Evet, sürekli değişen havalar hasta ediyor adamı.
Kalkıp Aile Hekimime gittim ama kapı duvar.
İş bırakmışlar.
***
“Eziyet Yönetmeliği” diyorlar adına.
Hekimlerin iş yükünün arttığını,
Sağlık hizmetlerinin niteliğini düşürdüğünü savunuyorlar.
Yönetmeliğin özellikle hasta-hekim ilişkisini olumsuz etkilediğini,
Sağlık hizmetlerinin temel ilkelerinden uzaklaştığını ifade ediyorlar.
Bunun sağlık hizmetlerinin kalitesine olumsuz yönde etki edeceği düşüncesindeler.
Haliyle okumuş, yazmış, mürekkep yalamış insanlar bunlar.
Yıllarca okul sıralarında dirsek çürütmüşler.
Bir bildikleri vardır herhalde.
İş bıraktılar.
Neden?
- Sevk yetkisi kısıtlaması: Aile hekimlerinin, ihtiyaç duyulan hastaları hastanelere sevk etme yetkisi kısıtlanıyor.
- İlaç yazma yetkisinin sınırlanması: Hekimlerin bazı ilaçları yazma yetkilerinin sınırlandırılması, tedavi süreçlerinde zorluk yaratıyor.
- Hasta-hekim ilişkisinin ticari hâle gelmesi: Sağlık hizmetlerinin hasta odaklı olması gerekirken, yeni yönetmelik ile "müşteri ilişkisine" dönüştüğü savunuluyor.
- Mesleki güvencenin azalması: Belirsiz hedef puanlamaları nedeniyle aile hekimlerinin iş güvencesi risk altında.
Ordu Şehir hastanesi ne zaman faaliyete başlar bilmiyorum.
Özel hastanelerde muayene ücretleri malum.
Hastanelerde randevu ve sıra çilesi.
Derken; Aile Hekimlerimizin iş bırakma eylemi.
Sağlıkta, sağlıksız işler oluyor.
Hasta olmayın sakın.
Her şeye, memleketin havasına inat.
Hasta olmamak için direnin.
Derdinize çare ararken, derdinizi çoğaltmayın.
Takmayın kafaya.
Bugünler gelir geçer, güzel günler görürüz.
Lakin sağlık elden giderse göreceğimiz şey belli.
Siz onu biliyorsunuz…