Allah Resul’ü (sav) efendimize

ashâbından biri gelip dediler

Ey..! Allah’ım Resul’ü dediler.

Bizim bir komşumuz var,

Kendileri beş vakit namaz ve oruç ve zekat dışında o kadar ibadet yapıyorlar ki,

Gündüzleri hayır hasenatla geçirirken bir de geceleri sabahlara kadar ibadet yapıyor dediler.

Ancak bu komşumuzun bir kusuru vardır.

Bu komşumuzun dili çok kötü ve komşular ile hiç arası yok dediler

Allah Resulü buyurdular ki,

O komşunuzun dilinden ve komşularıyla olan ilişkilerden dolayı amellerinden hiçbir fayda görmez dediler.

“Allah’ü Ekber”

Allah Resulü buyururlar ki; ”Dilleriyle insanları kıranları, ibadetleri temizleyemez.

Cenabı hak Kur’an-ı Kerim hümeze Suresi ayet birde şöyle bizlere buyurmaktadır.

“İnsanları arkadan çekiştirmeyi, yüzlerine karşı da el, kaş, göz işaretleriyle alay etmeyi âdet hâline getiren her bir kişinin vay hâline!

Bu insanlara veya olsun,yazıklar olsun buyurmaktadırlar.

İnsanoğlu şu dünyada kısacık ömrü içerisinde, her türlü yapması gereken ibadetlerini yaparlar, ahirete, mizana, hesap günü mizan terazisinde amelleri tartılır ve hak sahipleri o kişiden haklarını alınca geriye hiçbir amele kalmayınca,

O kişi Rabbine şöyle seslenir!

Allah’ım ben bütün ibadetlerimi yapmıştım

Ama ben bugün amellerinden hiçbirini karşılığını mükâfatını göremiyorum

Rabbim o kuluna seslenecek ve şöyle diyecektir.

Bir ömür boyu işlemiş olduğun Amellerinin sevabını, dillerinle kırmış olduğun, dedikodu yaptığın, hakkına geçtiğin kişilerin hakkını alma günü işte bugündü.

İşte bunun için hak sahipleri haklarını aldılar ve sizlerin hiçbir ameli kalmadı diye o kişinin yüzüne haykıracaktır.

Halk arasında her zaman meşhur söylenen bir söz vardır. Allah’a nispeten Allah kuluna huzuruma kul hakkıyla gelmeden neyle Geliyorsan gel diye hep söylenmiştir. Yine bir söze daha yer verirsek, boynuzsuz koyun boynuzlu koyundan hakkını alacaktır sözleri acaba kime söylenmiştir.

Cenabı hak Zilzal Suresi ayet 7 ve 8. Ayetlerin de bizlere  şöyle buyurmaktadır. ”Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu (ilâhî kayıtta) görecektir; Ölçü ve tartıya gelmeyecek kadar küçük (Lisân). Kim zerre hayır yapmış ise, elbet onu görecek. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onu görecek.

İnsanoğlunun bu dünyada hayır hesât ve ibadetle meşgul olmuş olabilirler, her kulun yapması da gerekir; Çünkü Allah Resul’ü bizlere “ Dünya ahiretin mezrasıdıt tarlasıdır. Ne ekerseniz, ahirette onu biçersiniz buyurmuşlardır.

Evet biz kul ve ümmet olaraktan bu yalancı dünyada, İçinde devamlı kalacağımız ahiret yurdu için, gerçek dünya için bu dünyanın tarlasını ekip sürmüş olabiliriz.

Ancak; Dünya azınlığımız olan dünyalık geçimimiz olan mahsülümüze bir sam vurursa, yakıp dökse, bir sel,afat ve tufan olduğunda o tarlada sizlere sorsak bu tarlada herhangi bir mahsül kalır mı dersiniz?

Kalmaz dostlarım, Bunu sende biliyorsun ben de biliyorum ve sana şah damarından yakın olan, içinden geçen fısıltıyı duyan elbetteki Rabbinde biliyor.

Hani bir söz vardır: oda şöyledir Eğri oturalım doğru konuşalım.

Hiç kimse kimseyi kandırmasın. Ne kendini kandırsın nede bir başkasını bu konudan hiç bir kimseyi de kandırmaya da çaba harcamayalım.

Cenabı hak Kur’an-ı Kerim Ali İmran 148’de bizlere şöyle buyururlar. ”Allah da onlara, hem dünya nimetini, hem de âhiret, ebedî yurt sevabının güzelliğini verdi. Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman askerî erkânı, idarecileri, müslümanları sever.

Allah’ın sevmediğini kul da sevmez,

Allah’ın yasak ettiği, sevmedigi, hiçbir amel’in geçerli olmadığını hepimiz bilmemiz gerekir.

Sözlerime Allah Resulü’nün şu  hadisini örnek almanız ve yaşamanız için örnek vermek istiyorum; ”Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiş bir peygamberim demektedir. Ahlâkı  olmayan kişinin ibadetleri geçen olmaz hatta dinide olmaz.

Dini olan, müslüman olanlar bir kişi inandığı dinin emrine uymalı ahlaklı olmalı eline diline beline sahip çıkmalıdır ve aynı zamanda kul hakkına da riayet etmelidir.