Köyün zorbası uygun bir fırsat yakalamış, uzun zamandır göz koyduğu kıza  tarlada tacize  yeltenmiş. Kız feryat figan bağırırken uzaktan kızın babası sesi duymuş. Zavallı Adam o korkunç sahneyi görünce deliye dönüyor ve oradaki orağı kaptığı gibi gencin üzerine yürüyor.

 

Genç adam can havliyle kaçarken oradaki tarladan bir avuç maydanoz yoluyor ve Allah ne verdiyse kaçmaya başlıyor.  Köylüler önde elinde bir tutam maydanoz can havliyle kaçan genci, arkada elinde orak ağzından köpükler saçarak onu kovalayan yaşlı adamı görünce, kadersiz adamı ayıplayarak;

 

-Abooo.. Goca adam la, şuna bak hiç yakışıyor mu? şuna bak hele…

 

- He gız… Goca herif bir avuç maydanoz için ettiğine bak…

 

- Vay boynu devrilesice… Bi gıdım maydanoz için öldürecek oğlanı…

 

Diye tepki gösteriyorlar. Kimse işin tecavüz kısmının farkında değil…Onlar sadece maydanoza odaklanmışlar.

 

Evet dostlar bu durumu en iyi üç meslek grubu bilir zannediyorum. Psikologlar, Avukatlar ve Polisler. Bir olay karşısında İki tarafı da dinlemeden, olayı tam anlamıyla çözmeden asla hüküm vermemek gerekir.

 

Alın size sıradan 3 olay, hani gazete haberi tadında 3 sıradan tatsız olay. Öncelik Öğretmeni ve mahallesindeki kırtasiyeci tarafından taciz edilen küçük bir kız da. Sonra Çok hızlı ve dikkatsiz bir motorsiklet sürücüsünün çarptığı iki yaşlı teyze.

Ve en son olarak ta hakkında boşanma davası açılmış son derece geçimsiz, huysuz ve üstelik  sadakatsiz bir kadın

 

Önce hepimizin midesine kramplar girdiren ve adeta “vurun söyletmeyin, neden idam yok” vs. psikolojine sokan küçük kız meselesi. Meselenin aslı küçük kızın evine minik bir bebek gelmesi ile başlıyor. Babanın ilgisi kızdan minik bebeğe kayıyor. Küçük Kız çıkış yolunu akşam seyrettiği “Arka Sokaklar” dizisinde buluyor. Afacan orada tacize uğrayan bir kızın nasıl bir anda ilgi odağı olduğunu görüyor. Ve öncelikle işe sınıf öğretmenine iftira atmakla başlıyor.

 

 Zavallı Öğretmen mesleğinin aşığı her kesin takdir ettiği müthiş bir hoca. Hani, velilerin çocuğunu onun sınıfına sokabilmek için yarıştığı türden. Söylememe gerek var mı Adamın hayatı kayıyor , neye uğradığını bilemiyor..onuru , haysiyeti , şerefi bir anda yerle bir oluyor. Pek toz konduramıyorlar ama yinede herkesin gözünde bir şüphe. Zavallı adam Depresyona giriyor  ve psikolojik yardım almaya başlıyor.

 

Gücünü fark eden küçük kız aynı hızla mahalledeki kırtasiyeci ve bakkalı da işin içine katınca çarşı iyice karışıyor. Olayı yakın dostum işinin ustası bir psikolog çözüyor. Ufaklıkta en ufak bir taciz ve  travma belirtisi yok. Uykusu, iştahı , günlük neşesi  her şeyi fazlasıyla yerinde. Yaptığı resimler rengarenk mutluluk fışkırıyor.( travma geçiren çocuklar  ruh hallerini resimlere, renklere yansıtır ve son derece karamsar resimler yaparlar)

 

 Olayın aslı babasını kıskanan ve ilgi çekmeye çalışan küçük cahil bir kız çocuğu vakası…Ya olay  işinin ehli bir psikoloğa denk gelmese idi.. Sonrasını düşünmek bile istemiyorum.

 

Bir sonraki olayımız iki yaşlı kadına aynı anda çarpmayı beceren hızlı motorsikletçimiz. Buna bir süre önce ulusal bir kanalda  akşam haberinde denk geldim. Yaşlı ve çok sempatik bir teyze;

- Yavrııım ne bileyim pek hızlı geldi. Nereye kaçacağımızı bilemedik… Çok fena çarptı yavrım ölüyom zannettim. Şikayetçiyim.

 

Yüzü , mimikleri bakışları kaç senelik davranış bilimleri uzmanıyım beni bile inandırdı.  Zavallı kadın dedim kendi kendime.. Kendi annem geldi aklıma ve tabi ki sorumsuz sürücüye öfkelendim.

 

Ancak kazanın olduğu yerde kamera vardı ve görüntülerde ; ortalama bir süratle gelen motorcunun kırmızı ışıkta ( evet yayalara kırmızı yanarken ) karşıya geçmeye çalışan yaşlı kadınlara çarpmamak için zamanında durduğunu ancak telaşa kapılan kadınların önce sağa sonra tekrar sola doğru kaçışıp bilardo topu gibi birbirlerine ve motorsiklet’e çarptıklarını görüyorduk. Hadi bakalım buradan yakın.

 

Gelelim dinlediğiniz zaman” lanet olsun böyle kadına!” dedirten  geçimsiz, sadakatsiz kadın meselesine. Bu sefer kadını dinliyoruz ve bambaşka saçma sapan bir tablo çıkıyor karşınıza. Meğer eşini şikayet eden adam kumar ve alkol bağımlısı birisi değil miymiş. Uçan kuşa borcu olan, kendi yavrusunun kumbarasını çalan üç kuruş için yapamayacağı hiçbir kötülük olmayan zavallı bir adam çıkmaz mı karşımıza. Kadınsa evlatları için bu aşağılık adama senelerdir katlanan tam anlamıyla namus abidesi çilekeş bir kadınmış, buna ne dersiniz.

 

Evet dostlar” insan harcamak” çok kolay..

Ama “Ah almak” bir o kadarda veballi. Unutmayalım ;

 

“ Yer ile gök arası, bir mazlumun ah ’ı kadardır. “ der Hz Ali.

 

 Sözün özü; özel hayatınızda karşılaştığınız durumlarda ve özelliklede sosyal medya da paylaşılan haberlere inanma konusunda çok daha seçici olmakta fayda var.

 

 

Warren Buffett; “Sular  çekildiğinde kimin çıplak yüzdüğü anlaşılır”der.

 

Evet gerçeğin er yada geç ortaya çıkma huyu vardır. Ve biraz zaman geçince o sular mutlaka çekilir ve bazen en umulmadık kimseler utanç içinde kalırlar.

Ülkemin zayıf halkaları var.

İç savaş

Kaos

Darbe

Mimarları için bitmez tükenmez mal var, sermaye var.

Cahil çok.

Akıl az

 

Olaylara karışan hainlerin derdi ne Suriyelidir ne tacizdir ne tecavüz.

Türkiye'yi iç sorunlara boğup

İçeriye ve dışarıya karşı elini zayıf düşürmektir…

 

Dert bir değil ki ağlayasın

Deli bir değil ki bağlayasın

 

Ahlâk tefessüh ederse, erdemler kayıplara karışırsa; anlam kaybolur ve zemin kayar! İşte asıl felâket budur!

(İktibas)

   HAYIRLI CUMALAR