Gün geçmiyor ki, şehirlerimize şehitler gelmesin. Anaların yürekleri yanmasın. Biraz duygusal olduk galiba, hemen göz pınarlarımız sulanmaya başlıyor.
Acı bir gündü, Polislerimiz şehit olmuştu. Her birinin yaşı 50’nin üzerinde olan altı kişi karar vermiştik. Trabzon Meydan Parkında elimize kocaman bir ay yıldızlı al bayrağımızı alıp kahpe PKK yı lanetleyecektik. Dediğimizi de yaptık. Büyük bir bayrak bulduk. Bayrağımızı Meydan Parkında Atamızın Kaidesinin altında açtık.
Birlik olalım, dirlik olalım, yürekli olalım dedik.
Bu arada, kahrolsun PKK,
Şehitler ölmez dualarla yaşar,
Bir ölür bin doğarız diye sloganlar attık.
Mikrofonumuz olmadığı halde küçük bir konuşma yaptım.
Ülkemize kem gözle bakanlara karşı omuz omuza durmamız gerektiğini anlattım. Bu sürecin partiler üzeri bir gelişmeye hasıl olduğunu izah ettim. Askerim, polisim kendi ülkesinde şehit olup toprağa düşerken bizlerin de elinden bir şeyler gelmelidir diye bağırdım.
O sıra da yanımızdan 3 kişilik genç bir grup geçti. Biraz uzaklaştıklarında içlerinden biri ‘’AKP den kaç para aldınız’’ diye bize sitem etti. Durmadı hemen uzaklaştı. Aramıza katılan yaşı 70’ in üzerinde olan Mehmet Amca bu delikanlının söylediklerine çok üzüldü. Gözleri doldu. 6 kişi olarak gittiğimiz ve gerçekleştirdiğimiz bu eyleme dışarıdan da 60 kişi kadar insan katıldı. Ben de üzüldüm. Bizim amacımız lanetli PKK yı kınamaktı. Hiçbir siyasi partinin tetikçiliğini yapmamaktı. Ama o delikanlı anlayamadı. Oysa biz onu kendinden fazla düşünüyorduk.
Saygı duruşu ile başladık,
İstiklal Marşımız ile devam ettik.
Küçük bir konuşma,
Şehitlerimizin ruhuna fatiha okuduk ve dağıldık. Bize para teklif edecek yürek daha doğmadı. Ama biz evlatlarımızı düşünmeye devam edeceğiz.
Keşke bu gün bu güzel vatanımız yangın yerine dönüşmeseydi. Herkes huzurlu olsaydı. Daha da önemlisi, ülke ateş altında iken mecliste bulunan tüm siyasal partiler tek yürek olup tek ses çıkara bilseler.