HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer

HÜSEYİN DENİZ

HÜSEYİN DENİZ

İSLAMDA ARİFE GÜNÜ VE KABİR ZİYARETİNİN YERİ

29 Mart 2025 Cumartesi Saat: 11:14

Dopdolu bir şekilde Allah’a kulluk ve ibadetle geçen bir

Ramazanın sonunda bayramı müjdeleyen arife gününe kavuşmanın

hazzını ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Arife günü Yüce Allah’a yapılan bütün dilek ve duaların kabul

olduğu günlerdir.

Arife günü: bir ay boyunca Allah rızası için yapılan ibadet ve

ecir ve sevapların hasadının yapıldığı ve yaşandığı günlerdir.

Kurban bayramında getirilmesi gereken teşvik tekbirleri

Ramazan bayramı için de geçerli midir?

Arife günü sabah Namazından sonra,Ramazan bayramı içinde

herhangi bir sakınca yoktur.

Kurban Bayramı’nda gerilemesi vacip olan teşrik tekbirleri,

ramazan bayramı için de geçerli midir?

Peygamber Efendimiz bugün için “En hayırlı, kabulü şayan olan

dua, Arefe Günü yapılan duadır.

Arife günü mutlaka ölmüşlerimiz için kabir ziyaretleri yapılmalı

ve böylelikle dünya alemin geçici ve yalan olduğunu, her can

taşıyanın bir gün öleceği geride kalanlardan dua bekleyeceğini

hatırlayarak onlara dua etmelidir.

Ey insanoğlu, sakın kendine güvenme sakın gençliğine,

yiğitliğine ve güzelliğine aldanma, sakın. Sakın malına,

mülküne, makamına, mevkiine ve evladına aldanma. Bunların

hepsi geçicidir, fanidir, emanettir. Sakın Allahın sana vermiş

olduğu emanetine hıyanetlik etme.Kendini aldatma,

ölüm var bak burakilerinde senin gibi hayalleri vardı hep yarım

kaldı.

Hepsi kabullenen bu çukura gömüldüler belki günahlarından

arınmak için tövbe etmeye bile zamanları kalmadı.

Uyan ey ziyaretçi, halimden ibret al, diye haykırıyor. Bu sözlerin

hepsi Allah’ın ayetlerinden, Allah Resulü‘nün kutlu sözlerinden

derlenmiş, gerçeğin gözümüze bir ok gibi saplandığı

hakikatlerdir. Uyanalım ve kabirleri bu anlayışla ziyaret edelim.

Yani ibret alalım.

İşte kabirleri ziyaret ederken ölülerin bu sözleri ile karşılaşıyoruz.

Duymuyoruz. Onların haykırışını ama hissediyoruz. Çünkü

R.SAV. ölülere telkin verirken bir sahabi “Ölüler duyar mı ya

Resulallah?” dediğinde; “Allah’a yemin ederim ki, ayak seslerimizi

bile duyar, ziyaretinizi görür ve bilir, ama cevap veremez”

buyurmuşlardır.

Düşünen, ibret alan insanlar için bunların ölçüsüz yararı, düşünmeyen,

anlamayan, kendilerini işledikleri günahların korkuları

sarmış olan ahmak ve gafiller ise bu ziyaretlerden bir şey anlamaz.

Bunlar kendilerine yazık etmiş olanlardır. Allah onlara da

yardım etsin. Uyansınlar, ibret alsınlar, hidayete ve inayete

kavuşsunlar inşallah.

***

Her şeyin bir adabı, usulü, kuralı olduğu gibi, kabir ziyaretinin

de bir mantığı ve yolu-yordamı vardır. Kabirlere saygı ile girilir,

temiz beden, temiz kalple ziyaret yapılır. Kabirler çiğnenmez,

üzerindeki yeşillikler koparılması uykun olmaz, Kabir ziyaretini

besmele ile başlanıyor. Besmelesiz kabire basmak ölüye basmak

gibidir. Ölüye eziyet verir. Yani Yasin-i Şerifle birlikte Mülk suresi

okunmalı,sadaka vermek ve onlar namına yapılan iyilikler ve

hayırlar onları ferahlatır. Onların, ölülerin defterine sevap yazılır.

Kabirlere selam verilir. “Selamün Aleyküm ey kabir ehli” denir.

Onlar da size “vealeyküm selam ey dünya ehli” derler. R.SAV.in

ifadesi budur.

R.SAV. genelde her Cumartesi günleri kabirleri, şehitlerin kabirlerini

ziyaret ederlerdi. Bizim gibi bayramdan bayrama değil, en

az haftada bir ziyaret ederlerdi ve onları daima hayırla yad

eder, “Sakın ölülerinizin günahlarını konuşmayın, iyiliklerini

anlatın. Çünkü şeytanla bile ölülerle olan irtibatlarını

kesmişlerdir” buyurmuşlardır. Ancak! Her nedense biz

Müslümanlar istediri ister öyle olsun arkasından bir yığın

dokusu dedikodu ve kıymet yapmaktayız

***

Ölüm er ve geç seni de beni de bulacaktır Allah Kur’an-ı Kerim

de şöyle buyurmaktadır:“Her nefis, her can, her ruh mutlaka

ölümü tadacaktır. Sonra huzuruma gelecektir. (Ankebut, 57. sh,

403)

(Ey sevgilim) Muhammed SAV. sen de öleceksin, onlar da ölecekler.

Sonra şüphesiz sizler de hesap ve kitap, muhakeme için

mahşerde rabbinizin huzurunda sorgulanacaksınız. Muhakeme

edileceksiniz.”

-Ölüm öyle bir şerbettir ki, bütün canlılar bu şurubu içeceklerdir.

-Ölü elbisesi giyeceği olan kefen öyle bir giysidir ki; köle de,

kral da, zengin de, fakir de aynı kefene sarılacaktır.

-Sal tahtası öyle bir binittir ki, dünyada uçağa binen de, yata,

kata sahip olan da ayakları olmayıp yürüyemeyenler de sal tahtasında

omuzlarda taşınacaklardır.

-Kabir öyle bir ev, öyle bir mekandır ki, dünyada saraylarda,

köşklerde, villalarda, altın kaplamalı karyolalarda, kuş tüyünden

yapılmış döşeklerde de yatsan, sonunda o nazik bedenin

toprağa yatacak, kabir çukuruna batacaktır. Kabir ehline saygı

duy, çünkü er-geç senin de varacağın yer orasıdır.

Ölü diri‘den tek isteği ve ihtiyacı olan bir fatihaya ya muhtaç

hale gelmesidir.Akıbet ölüm, bir gün senin de buraya yolun

düşer, benden ibret al gülüm.”

İşte kabirlerdekiler bizleri böyle uyarıyor. Ne mutlu uyanana, bu

çarpıcı sözden ibret alana. Amin


Yazı Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Yazıya Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?
 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları