- HÜSEYİN DENİZKİŞİYE GÖRE MAHREM VE NAMAHREM OLAYI
- Ufuk ERSOYAYNI TAS, AYNI HAMAM
- Şafak DELİÇAKARSİYASETTE YENİ MODA “KÜRTLER!”
- ABDÜLKADİR DEMİRİRFAN MEKTEBİNDEN DERSLER
- Servet YERLİGÜZEL ORDU KÜLTÜR VE SANAT VAKFI VE BİR FESTİVALİN ARDINDAN
- NURİ KAHRAMANBİR HAFTA MEĞERSE NE ÇOK UZUNMUŞ!...
- Berkant DOĞANBİR ZENGİN YOKSULLUĞUN HIKAYESİ…
- Erol KARAERORGANİZATÖRLER NE OLACAK?
- Derya DERVİŞOĞLUYAŞ ALMAK
- SEDAT AKKÖSEESKİDEN DALKAVUK DU ŞİMDİ YALAKA OLDU...!
- UĞUR KARAFINDIK FİYATI AÇIKLANSIN
- ŞÜKÜR ÖZDEMİRDÜNYA KADINLAR GÜNÜ
- Mehmet KESKİNGEYLAN’DAN MÜJDE BEKLİYORUZ!
- Savaş ÇELEBİÇEVRE VE DİN
- Mustafa TÜRKYILMAZVALİ EROL’A APAÇIK
- Semra GENÇOSMANOĞLUŞEHRE ARTIK BİR NEFES ALDIRIN!
- NAZIM GÜLERMAĞFİRET ÇERAĞI, TEVBE DURAĞI, İSTİĞFAR BURAĞI...
- ATİLLA SAMATPERŞEMBEDEN MESAJ
- Ersin ERDOĞANEL-VEDA...
- MEHMET YILMAZYİNE YENİDEN TEK ORDUSPOR
- Recep AydınVALİ PARAYI MİLLETİN KALBİNDEN BULDU
- AV. KEVSER AYCAN YILDIZÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI
- AV. ELİF GÜNEY KATIRCIOĞLUUlusal Egemenlik ve Çocuk Hakları
- AV. BİRSEN UÇARKADINLAR VARDIR
- Av. Özlem KÜTÜKSUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK PEKİ YA SUÇA SÜRÜKLEYEN ?
- AV. ZELİHA AYPEK BAYRAKKADINLAR GÜNÜNÜN TARİHİNE BAKACAK OLURSAK!
- AV. YAREN TÜRKERBİLİM VE SANATTA KADININ ROLÜ
- Av. Ebru Avcı BecerenSosyal Medya Ve Çocuklar
- AV. SERAP TAŞTEMELHEPİMİZ BİRİZ, BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ, ŞİDDETİN HİÇBİR TÜRLÜSÜNE SUSMAYIN!
- AV. AYTEKİN ERDEMEN GÜRÜLTÜLÜ SES VİCDANIN SESİ
- AV. ASUMAN AYDINEREN BÜYÜK HAK YAŞAMAKMIŞ
- Av. Sabri Can GÜRSOYÇOCUK VE CİNSEL EĞİTİM
- AV. ALPER İSKENDEROĞLUAnadolu ve Mezopotamya ‘da Kız Çocuğu Olmak
- AV. TUĞÇENUR ALDENİZTÜRKİYE’DE KADIN VE SİYASET
- BİRGÜL AKBULUTSEVGİ İLE KURTULACAKTIR İNSANLIK….!!
- ÖZLEM KÜTÜKEKONOMİK HAYATTA ÇOCUK KALABİLMEK
- AV. ÖYKÜ ÇALIŞDÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
- KAYA AYDINÖĞRETMENSİZ EĞİTİM
- ADEM UZUNÖMEROĞLUKURUL
- ÇİĞDEM TÜRK ÖZÇELİKVEDALAR, ACILAR VE RUHLAR
- Mehmet TopkaraoğluGÖZLÜK CAMLARINIZI DEZENFEKTE EDİN
- ARSLAN ÖZERMEMLEKET HASRETİ
- Mehmet Ziya OdabaşPEKİ NASIL KÖYLÜ OLUNUR?..
- Op. Dr. İsmail KuralSODA ŞİŞESİ AÇARKEN KÖR OLMAYIN
- ONUR ŞAHİNÖNCE SAĞLIK...
- REMZİ AKSOYDOĞRU ADAM…
- Metin AKSOYCENAZE EVİNDE DÜĞÜN OLMAZ...
- Uzm. Dr. Hakan DumanBİR PARADOKSUN ANALİZİ
- Yunus ÖNEMTEKNOLOJİ HIZLA İLERLİYOR, İNSANLIK AYNI HIZDA GERİLİYOR
- Adem AksoyBAŞARININ ALTYAPISI ‘ADALET’
- YAŞAR DALGIÇREFERANDUMA NEDEN “EVET” NEDEN HAYIR?
- Soner MAĞDENVAR YA DA YOK OLUŞ
- Alaaddin ARSLANORDUSPORA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 17:56 BAŞKAN GÜLER HALKI DİNLİYOR
- 14:44 EKİPLER HAZIR!
- 14:32 “ÖĞRETMENLERİMİZ BAŞIMIZIN TACI”
- 13:54 FATSA HATİPLİ’DE YOL SEVİNCİ
- 13:55 ORDU, KIŞ ÇİÇEKLERİ İLE SÜSLENİYOR
- 12:50 ALTINFINDIK , VALİ EROL’U AĞIRLADI
- 12:28 NİZAMETTİN MAHALLESİ’NİN GELECEK 5 YILI PLANLANDI
- 12:26 ÖĞRETMENLERDEN VALİ EROL’ A ZİYARET
- 12:22 “ÖĞRETMENLİK EN KUTSAL MESLEKTİR”
- 12:18 “YASA DIŞI TÜTÜNÜN VERGİ KAYBI 100 MİLYAR LİRA”
- 12:13 MOTORLU KARA TAŞITLARI, EKİM AYI İSTATİSTİKLERİ AÇIKLANDI
- 11:59 GÜVENLİ DOĞAL GAZ KULLANIMI İÇİN BUNLARA DİKKAT!
- 11:36 ŞEYHOĞLU’NDAN, “ÖĞRETMENLERİN HAL-İ PÜR MEALİ”
- 11:02 KOKARCA İLE MÜCADELE HIZ KAZANDI
- 11:02 “ÖĞRETMEN AKADEMİSİ” PROJESİ HAYATA GEÇİRİLDİ
ABDÜLKADİR DEMİR
GERÇEK TAKİPÇİLERİMİZİN BİZDEN İSTEDİKLERİ
24 Nisan 2024 Çarşamba Saat: 09:49
Sosyal medyanın yoğun kullanıldığı takipçilerin cirit attığı beğenme yarışı havasına girildiği bugünlerde acaba bizi gerçek takip eden hakikatını kaçırıp suni gündemlere takip ve beğenmelere odaklandığımız aşikardır. Bütün bu girdaplardan da kendimizi arındırıp hep beraber geliniz ufuk turuna çıkıp tefekkür mekanizma mızı harekete geçirelim.
Bizim birinci ve en büyük takipçimiz ve şah damarımızdan daha yakın Allah (c.c);
“And olsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler verdiğini de biliriz; biz ona şah damarından daha yakınız.” (her halinden haberdarız ve her an kudretimiz altındadır.)
(Kâf-16)
Uykuda bile takip eder bizi. O’ndan gizli kalmak mümkün değildir. O yazmadan diğer takipçilerin hiçbiri kalem oynatamaz. İyi hareketlerimde gönlüme genişlik verir, yanlış yaptığımda ise göğüs kafeslerimi adeta birbirine geçirircesine sıktıkça sıkar beni. Eğri veya doğru yolda olduğumu çoğu zaman, O’nun bu hareketiyle anlarım.
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış. Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış...
Ne kadar güzel ifade ediyor değil mi?
Necip Fazıl Kısakürek,
İmamı Şafii Hazretlerine “Allah’ın varlığına delilin nedir?” diye sorduklarında: “dut yaprağıdır” demiş. Hazret dut yaprağı üzerinden meseleyi şöyle özetlemiş:
“Çünkü aynı dut yaprağından koyun yer süt yapar, arı yer bal yapar, geyik yer misk yapar, tırtıl yer ipek yapar. Tadı, rengi, kokusu ve maddesi bir olan şeyden bu kadar farklı güzellikleri yaratmak, ancak Allah’a (cc) mahsustur.”
Sonraki ikinci takipçim ise Kirameyn Katibin melekleridir;
“Oysa sizin üzerinizde gözcüler vardır. Değerli yazıcılar. Onlar sizin ne yaptığınızı bilirler.”
(İnfitar-10-11-12)
İyi kötü, hayır veya şer ne yapsam anında kayda geçerler. Alim unutur kalem unutmaz deyip satır satır yazmaya devam ederler.
Üçüncü takipçim ise şeytandır;
Ve takipçilerin en tehlikelisi; Hayırla hiç işi olmaz. Allar pullar, acuzeyi dilber, zehri bana ab-ı hayat gösterir. Tuzakları örümcek ağı gibi zayıf olsa da, insanı çok rahat kandıran müthiş bir yeteneğe sahiptir.
Dördüncü takipçim nefsimdir;
Tıpkı boynu bükük, masum yüzlü bir dilenciye benzer. Aç gözlüdür, doymak nedir bilmez. Gözleri fellik fellik devamlı arayış içindedir. Her şeyin “kendi hakkı” olduğunu söyler durur. Dırdırından kurtulmak mümkün değildir. Sadece açlıkla terbiye edebilirim onu. Dizginlerini bırakıversem inanın beni uçurumdan aşağı yuvarlar da “Tüh, adamcağıza yazık oldu!” bile demez. Şeytandan sonra gelen en yaman takipçim de işte budur.
Beşinci sıradaki takipçim ise rızkımdır;
Şimdiye kadar bir vefasızlığını görmedim ama nedense ben onu hiç beğenmem, hep değersiz ve küçük görürüm. Başkalarının rızkı bana daha tatlı ve büyük görünür. Devamlı ben onun peşinden koşarım fakat o bunu kabul etmez, hayır ben senin peşinden koşuyorum diye benimle inatlaşır. Kim bilir belki de o haklıdır. Çünkü bir keresinde uçağa bindiğimde, hostesler gökyüzünde bunu getirip önüme koymuşlardı, “Al bu da senin rızkın!” demişlerdi.
Altıncı takipçim de belalarımdır;
Doğduğum günden beri hiç yalnız bırakmadılar beni. Bazen rüzgâr gibi okşar geçerler, çoğu zaman da arsız bir misafir gibi oturdukları yerden bir türlü kalkmak bilmezler. Tahammülleri çok zordur, hiç rahat vermezler insana. Biri kalkmadan daha öbürü kapıyı çalmaya başlar. Yalnız itiraf etmek gerekirse, her gelen bela mutlaka geride benim için hayırlı bir şeyler bırakıp öyle gider. Ancak onlar gittikten sonra eyvah derim fakat o zaman da zaten iş işten
geçmiş olur. Bu da benim yüz karası aceleciliğim işte.
Yedinci takipçim ise ölümdür;
Her an yanında taşıdığı mutlaka bir bahanesi vardır. Trafik ve iş kazaları, kalp spazmı, nefes yetmezliği, doğal afetler, savaş ve terör eylemleri, yaşlılık ve hastalık onun en çok kullandığı bahanelerdendir. Ben onu unutsam o beni unutmaz, ense kökümde dolaşır durur.
Sekizinci ve son takipçim ise;
Sizler beni mezarlıkta bırakıp gittikten sonra benimle kalacak olan salih amellerim. “Bizim gerçek takipçimlerim işte bunlardır!
"Et-tekrârü ahsen velev kâne yüz seksen."
Yukarıdaki sözün günümüz Türkçesindeki açılımı ( Bir şey yüzseksen kez tekrar edilse de Tekrarda güzellik vardır. Faydalıdır. )
Bu Duygularla, bir konuyu, değişik açıdan hatırlatmaya çalışacağım.
Sosyal medya denilen teknoloji artık hayatımızın her alanında kullanılır oldu. Bazen hayatimi-zi kolaylaştırdı. Cazip de geldi. Ancak; bu yeni hayat biçiminin, hayatımıza olumsuz etkileri de oldu. Eskiden komşu evlerinde yapılan dediko-dular şimdi Facebook - WhatsApp -instagram - Tweeter vb sosyal paylaşım gruplarına taşındı.
Hayatımızı teknolojinin oluşturduğu bu yeni sosyal ortamda geçiriyorsak,
Bunu , inancımızın kurallarından da bağımsız sayamayız.
Dilimiz yerine parmaklarımız konuşuyor diye gıybet yapmadığımızı mı sanıyoruz?
Olmayan bir bilgiyi paylaşmak, yalan söylemek sayılmıyor mu? Kul hakkına girmiyor mu?
Dinimiz. İnancımız. Kur'an-i Kerim ve Hadisi Şerifler. ; "Ahirette dudak, dil, parmaklar, her harf, her satır sorgulanacak." diyor.
"Allah ağzımıza sus diyecek organlar konuşacak" buyuruyor.
Harama girmeyin, yanlış haber paylaşmayın, haberi araştırmadan kişi hakkında yorum yapmayın. İftirayı paylaşmış olabilirsiniz. Bunlara her beğeni atan kişi Allah katına kul hakkı ile çıkacak. Allah'ın gözünden kaçamazsınız.
Paylasirken- Beğenirken 10 kez düşünün
Hakkında yanlış haber yapılan, iftiraya uğrayan Tanıdığınız kardesleriniz veya hic karsilasma-diginiz ünlüler, siyasetçiler, din adamları hepsi ahirette alacaklı olacaklar.
Bir şeyi beğenirken 10 kez düşünün. Günah sadece içki, zina kumar değildir. Haset, insanın eliyle diliyle işlediği günah , bunlardan daha fecidir.
Hz. Peygamberimiz: "Kişi içki içmiş olabilir, zina yapmış olabilir ama yalan şahitlik yapamaz" diyor. Yalan şahitlik kamuyu ilgilendiriyor.
Yorum yaparak kul hakkına girebilirsiniz. Bilmeden birinin haklarına müdahale etmiş olabilirsiniz.
Kişilerin kendileriyle hesaplaşması daha doğrudur. Çünkü dinimiz."Hesaba çekilmeden önce kendi nefsinizi hesaba çekin" buyuruyor.
Başkalarının alanlarına girmeyin.
- Dinimiz "Allah'ın örttüğünü ört" der.
O halde bizlere ne oluyor ki bilmediğimiz - Görmediğimiz ve emin olmadığımız bir meseleyi kopyala yapıştır veya yalan yanlış üret ve dağıt mantığıyla hareket eden bir insan mutlaka bundan sorumlu.oldugunu unutmamalıdır.
Bunun hesabının Yevmül Kıyamette. Hesap gününde çatır çatır verileceği unutulmamalıdır.
Yazı Yorumları ( 0 Adet)
Bu Yazıya Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Ordu Yeni Haber Gazetesi
| İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yazılım: Doğru Ajans