Ramazan'ın 6'sı, yâni bir önceki hafta ortasında çıktığımız yolculukta ilk durağımız, torunla berâber üç kızımızın bulunduğu Konya idi. Çarşamba akşamı 9'da kalkan otobüs, Perşembe sabâhı 9'a 20 kala Konya'ya vardı.

*GÜZERGÂH ZENGİN, HİSSİYÂT ENGİN*

Samsun, Yozgat, Nevşehir, Aksaray güzergâhında, ayışığı manzarasında çok güzel bir yolculuk oldu. Sabâhı Nevşehir'de edâ ettik. Yatsı ve terâvihi, geç kalmamak adına Ordu otogarında kılmıştık. Hasan Dağı'na yaslanarak çevresinde halka olmuş Aksaray bana bu defâ ayrı bir güzel gibi geldi. Çocukların anne-babasına yaslanıp güven ve huzur duygusuyla mutluca yaşaması gibi, sanki Aksaray da aynı sükûnet rahatlığında.

*İFTAR BİR YERDE, SAHUR BİR YERDE*

Başta şunu belirtelim ki, kimi zaman iftarı bir yerde, sahuru bir başka yerde olarak dolaştığımız seyâhatte özellere ve de ayrıntılara girmeden genel hatlarla ve de satırbaşlarıyla yazmaya çalışacağız. Yoksa daha ilk durakta kalakalırız. Zîrâ her durak başlıbaşına bir köşe teşkil edebilecek nitelikte notları hâiz olabilmektedir ki buna yazı dizisi gerekir.

*SÂDE İFTAR, COŞKUN TERÂVİH*

Konya'da, sıradışı olarak, iftarı KAPU CÂMİİ'NDE MEKKE USÛLÜ yer sofrasında yapmamız, terâvîhi de câmi alt üst lebâlep şekliyle hatimle kılmamızı zikredebiliriz. Namaz sonrası câmi etrafında alanlar ve ara sokaklar çay, simit, pasta, salep vs. nûşu eşliğinde her taraf gece yarılarına kadar cıvıl cıvıl. Küme küme gençler, mütebessim sohbetler, ganî muhabbetler. Rabbimiz birlik, berâberlik ve muhabbetimizi ziyâdeleştirip dirliğimizi daha da kavîleştirsin. Âmîn...

*İFTARLAR, TALEBELER, TALEPLER*

Biz kızlarımla iki akşam iftara gittik. İki akşam da onlar yakındaki yurttan iftara talebe aldılar. Ne güzel; sofrayı kendi elleriyle hazırladılar. Bir akşam, ilâhiyâtçı olduğum sözkonusu edilince, gelenler benden namaz kıldırmamı istemişler. Biz de yerine getirdik. Birkaç ta nasihat ve tavsiye mâhiyetinde cümle sarf ettik.

*TOKİ, ZEHRÂ CÂMİİ, TERÂVİH*

Bir akşam da gittiğimiz bir câmide hoca arkadaşımız imâmeti ikrâm ettiler. Biz de seferî olduğumuz için, hocamız yatsıyı kıldırdıktan sonra terâvîhe gelince mihrâba geçtik. Yazıyı uzatmamak, ya da ayrıntıya boğmamak adına kısa geçiyoruz.

*ANKARA; SEBÎLÜR'REŞÂD, İSTİKLÂL MARŞI*

Sonraki hafta bir gün Ankara'ya gittik. Ulaşım çok kolay ve zevkli. 12 Mart 1921 İstiklâl Marşı'nın TBMM'de kabûlü günü mâlum. SEBÎLÜR'REŞÂD Dergi ve derneğimizin bu meyânda düzenlediği programlara, Ordu temsilcisi olarak katılmak üzere sabah 6.30'da Konya'dan hareket ettiğimiz YHT ile 8'i çeyrek geçe Ankara'ya vardık. Gar'dan Taceddin Dergâhı'na Hâcettepe Kampüsü içerisinden geçerek yürüme yarım saatten biraz fazla bir zaman içerisinde vardık.

*ÜLKEDE YAZ, KONYA'DA KURAK*

Bu sıra ülke çapında havalar da âdetâ yaz günleri gibi. Geçen haftaki cumâda vâiz Konya'da kürsüden "dağa-taşa kar ve yağmur ver Yâ Rabb!" yakarışlarıyla duâ yaptı. 10 günü aşan gezi boyunca hava hep böyleydi.

*MEHTER TAKIMI, GÖNÜL MARŞI*

Tâceddin Dergâhı tören alanında bürokrasi ve okullardan temsîlî öğrencilerin katıldığı resmî törende İstiklâl Marşı'nı mehter eşliğinde seslendirdikten; ve de bir orijinâllik olarak anne-baba, biri kız biri oğlan iki ilkokul çocuğu birlikte İstiklâl Marşı'nı kıta kıta heyecanla okuduktan sonra Sebilürreşad Kültür ve Sanat Merkezimize geçtik.  

*ERSOY'LAR, SEVGİLER, SERGİLER!*

Kültür ve Turizm bakanı Sn; Mehmet Nuri Ersoy'un ve Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selmâ ERSOY'un  teşrifi ile Sebilürreşad 116. Yıl Sergisi Açılışı  ve Göklerdeki İstikbal Maket Uçaklar Sergi Açılışı yapıldı. Ardından;

*"İSTİKLÂL COĞRAFYASI; BALKANLAR"*

temalı, Kosova Priştine Üniversitesi'nden Prof. Dr. İrfan MORİNA'nın da katıldığı panel icrâ edildi. Oturum başkanlığını Doç. Dr. Tayfun HAYKIR'ın yaptığı Panelin diğer konuşmacıları Prof. İlhan GENÇ ve Yusuf YAVUZYILMAZ'dı.

Panel sonrası otobüsle  

*"MEHMET AKİF ERSOY HÂTIRA ORMANI"*

dikim alanına hareket edildi.

Bu son programdan sonra kimileri memleketlerine dönerken kimileri de akşam Sebilürreşad Genel merkezinde gerçekleştirilecek geleneksel İftara katılmak üzere bölgede kaldılar.

*GENİŞ PROGRAM, ÖZET ANLATIM*

Program bütünüyle güzel bir hava içerisine ve dolu dolu geçti. Herbir program ve konuşmalar, kurum nezdinden yapılan açıklamalar, yeni gelişmelere dâir bilgiler ayrı ayrı değerlendirmeye lâyık enginlik ve güzellikte tezâhür etti.

*DÜNDEN GELECEĞE İSTİKLÂL MARŞI*

İstiklâl Marşı meş'alesi, bölgesel şartlar ve global sarmal sebebiyle her gün daha bir anlamsal boyut kazanmanın yanında gençler nezdinde daha bir yankı bularak ve gitgide daha da gürleşerek geleceğe doğru yürüyor elhâmdülillâh.  Rabbimiz emeği geçenlerden râzı olsun... Âmîn...

*MORİNA, OKUMUŞ, İMZA DERGİSİ*

Bu arada, Panel'deki konuşması vesîlesiyle Kosova'dan gelen Prof. Dr. İrfan MORİNA'yı tanımak o günün bambaşka bahtlarından biriydi. Daha sonra Mehmet Âkif ERSOY HÂTIRA ORMANI'nda birlikte fidan dikmek, Balkanlar Türk Edebiyâtı ve İMZA Dergisi çerçevesinde sohbet etmek te bir ayrıcalıktı. ODÜ'den Prof. Dr. Sâlih OKUMUŞ Bey de ortak tanışımız çıkınca muhabbet katmerlenmiş oldu.

*GÖNÜL COĞRAFYASI, GÜZÎDE NEFER*

Duâmız kendisiyle tekrar karşılaşabilmek. Rabbimiz; sanat, edebiyât ve irfânımız noktasında gönül coğrafyamızın güzîde neferlerinden olan İrfan MORİNA Bey üstâdımıza hayırlı, uzun ömürler, irfan dünyâmıza bereketli hizmetler imkânı lûtfeylesin. Âmîn.

*SELMÂ ERSOY'dan, Yaşar TÜRKÜKORUR'A*

Bu bir dizi etkinlikler çerçevesinde bulunduğumuz Ankara'da, merhum Âkif'in torunu Selmâ ERSOY Hanımefendi gibi, Sütçü İmam'ın torunu Yaşar TÜRKÜKORUR Bey'le de tanışma imkânı bulduk. Dergi ve Vakfımız bünyesinde yer alan Yaşar TÜRKÜKORUR Bey, programlardan sonra bizi işyerine dâvet etti.

*SAHAF DÜKKÂNI, GANÎ SOHBET*

Ne iş yapıyorsunuz? sorusuna SAHAF deyince daha bir ilgiyle hemen yakındaki dükkâna geçtik. Sohbetin kitaplarla dolu raflar arasında olması ayrı bir güzellikti. Kendisi Mâlî Müşâvirlik ve sonrasında uzun yıllar matbaa işletmeciliği yaptıktan sonra emeklilik dönemini, kendi kütüphânesini getirerek kurup geliştirdiği, mensubu olduğu SEBÎLÜR'REŞÂD'ın hemen yanıbaşındaki bu SAHAF dükkânında eş-dostla muhabbetle geçirmeye karar vermiş. İyi de yapmış. Biz de bu muhabbet ekibi arasındaki yerimizi aldık.

*HAKKÂRİ, ORDU, MARAŞ, ANKARA*

Hakkari temsilcimiz Remzi ÇİÇEK, genel merkez teşkilâtlanma müdürümüz M. Vahdet SÜRÜCÜ Bey'lerle bize gönlünü açan ve dedesinin portresi önünde hâtıra fotoğrafı çekinen Yaşar Bey'e  sevdikleriyle berâber hayırlı, uzun ömürler, iş hayatında da maddî-mânevî bereketler, sonsuz hayâtta da dedesi, hepimizin medâr-ı iftihârı

*SÜTÇÜ İMAM BÜYÜĞÜMÜZ, CEDDİMİZ*

başta olmak üzere tüm sevdikleriyle berâber Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşmalar niyâz ediyoruz...

*SÖĞÜTLÜÇEŞME, MECİDİYEKÖY, EYÜP SULTAN*

Ankara'dan sonra da ÖNDER İftarı ve çeşitli dâvet ve ziyâretler bağlamında İstanbul'a geçtik. Perşembe sabâhı Saat 9'da hareket ettiğimiz Konya sonrası Saat 14'e çeyrek kala gibi Söğütlüçeşme'ye vardık. İftarda misâfiri olacağımız Sâlih Bey'le Mecidiyeköy'de buluştuk. Oradan Eyüp Sultan'a geçtik. Öğleyi edâ ettiğimizde vakte daha vardı.

*SÂLİH EFİLOĞLU, TDED, EKREM ERDEM*

Ordu/Akkuşlu hemşehrimiz, İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nden arkadaşımız, Bolu, Kastamonu, Antep eski Kültür ve Turizm, İstanbul BB Belediyesi tiyatro müdürlerimizden oyun yazarı, eğitimci Sâlih EFİLOĞLU Bey arkadaşımızla, burada, Eyüp'te bulunan TDED Genel Merkezimize uğrayıp, Genel Başkanımız, eski parlamenter, eğitimci-yazar Ekrem ERDEM büyüğümüzü ziyâret ettik. Kendisiyle, kültür, edebiyat, sanat, hicret, medeniyet mefhumları çerçevesinde sohbet, hasbihâl ve de fikir teâtîsinde bulunduk.

*KÜLTÜR İNSANI, DÂVÂ ADAMI*

Başkanımızın Sâlih Bey'e, her zaman beklediğini, kendisini burada görmekten memnun olacaklarını söylemesi üzerine o da bu tekliften duyduğu onur ve mutluluğu ifâde ederek, gerek konuşma, sohbet, gerekse edebiyât, sanat  konularında tüm birikim, gezi, gözlem ve tecrübeleriyle berâber derneğe katkı verebileceğini belirtti.

*SEYFULLÂH ŞAHBAZ, FERİDUN TEKBIYIK*

Merkez yönetimden Seyfullah ŞAHBAZ ve Feridun TEKBIYIK Beylerin de zaman zaman hazır bulunduğu sohbet karşılıklı tanışıklıklar ve hâtıralar çerçevesinde devâm etti.

*GÖKTÜRK'TE İFTAR, TAKAV'DA SAHUR*

Akşam iftarda GÖKTÜRK'te Sâlih Bey'in misâfiriydik. Mükellef sofra, gerek İstanbul YİE, gerekse onun Ordu'da görev yaptığı günler, İl Kültür ve Turizm müdürü olarak dolaştığı yerlere dâir engin sohbet ve çay sonrası Sultanahmet'te yer ayırdığımız misâfirhâneye geldik. Yol boyu da Sâlih Beyle çok sohbet ettik. Bir nevî hasret giderdik. Bundan böyle daha sık görüşme kararı aldık. Zâten TDED de yeni bir irtibat unsuru olarak berâberliğimizi canlı tutacak inşâllâh.

*MİSÂFİRHÂNE'DEN YEREBATAN'A*

Misâfirhâne de hemen Ayasofya'nın yanı gibi tevâfuk etti. 50-100 m kadar mesâfede. Hemen karşısı Yerebatan Sarayı. Kızım gezelim deyince, Ramazan dolayısıyla   bedava olmasını da fırsat bilerek değerlendirdik. Meğer esasta pahalı imiş bayağı. Meselâ bir turist için 2 bin TL falan. Geceleyin sıra da yoktu. Kolayca girip dolaştık. Sabah baktık ki kuyruk neredeyse km.

*CUMÂ, AYASOFYA GÜNÜYDÜ*

Cumâ'nın gecesinden sabahına, Cumâsından teravihine Aysofya civarlarındaydık. Cumâ sonrası MTTB, Nuruosmâniye, Kapalıçarşı, Sahaflar, Beyazıt Meydanı, İstanbul Üniversitesi, Süleymaniye, Saraçhâne güzergâhından Fâtih'e geçtik. İkindide oradaydık. Büyük bir koridor şeklindeki Kitap Fuarı çadırının içinden geçtik. Kızımın demesi, telefona göre o gün 20 km kadar ileri geri yürüyüş yapmışız. İftarda da Sultanahmet Meydanı'nda binler arasında simit, çorba, ikram menüyle sıradışı, sâde, naif, müstesnâ lezzet ve saatlerdeydik.

*KAPU'DAN SULTANAHMET'E*

Konya'daki câmi içinde, bu da dışarda meydandaydı ki zâten içeriye uymaz, hem de sığmazdı. Çünkü parklar, çimenler âile ya da grupların kurdukları özel yer sofralarıyla göz alabildiğince doluydu.

*ÇOCUKLAR AYASOFYA, BEN FİRUZ AĞA*

Derken o hengâmede ezan başladı. Biz biraz da karşılıklı uyumlu okunan ezanla birlikte o heyecânı naklen verelim derken giriş kuyruğu bayağı uzamış. Kamet başladı. Baktım farka yetişemeyeceğim; en iyisi hemen üst yandaki FİRUZ AĞA CÂMİİ'ne gitmekti. 3.rejâta yetiştik. Çocuklar Ayasofya'da, biz de burda kıldık terâvihi.

*HÂFIZ MUSTAFA; TATLILAR HOŞ SAFÂ!*

Namaz sonrası, Betül ablası Yusuf kardeşine illâ burada meşhur yerde bir hâtıra tatlısı yedirmek istedi. Tabiî bundan biz de istifâde ettik. Turistlerin husûsî tatlı yemek için buraya geldikleri söyleniyor ki hakîkâten nezih ve büyük bir müessese. Alt kat, üst kat, kaldırım masalar müşteriyle dopdolu.

*VEFÂKÖY'DEN SEFÂKÖY'E*

Tatlı sonrası, Sefâköy'de bizi bekleyen köyden komşumuz, çok iyi anlaştığımız vefâkâr insanlar Raif-Ayşe Karaca âilesine gittik. Gece orada kaldık.  Sahur, birlikte câmi, hasbihâl derken ikindiyi müteâkip ayrıldık.

*HEM ÖNDER, HEM ORDEF*

Oradan, yeni sistem MARTI TAKSİ ile BAĞCILAR'da Kadir TOPBAŞ Halk Sarayı'na gidip ÖNDER İftarı'na gittik. Bilâl ERDOĞAN, Nûman KURTULMUŞ gibi isimlerin de katıldığı, güzel mesajların verilip sunumların yapıldığı çok verimli bir program oldu. Biz de ayrıca gerek Ensar'dan, gerekse Yüksek İslâm Enstitüsü’nden birçok arkadaşla karşılaştık.

Tevâfukan, aynı binâda Ordu Dernekler Federasyonu ORDEF'in de İftarı varmış. Ona da uğramış, eski-yeni vekillerimiz yanında bir çok talebemizle karşılaşıp, hemşehrimizi görmüş olduk.

*KADÎM DOSTLAR, CEDİT ARKADAŞLAR*

Programda karşılaşıp, aynı zamanda ilk defâ görüştüğümüz Kadîm Dostlar Genel Koordinatörü  Yâkup SUCUOĞLU Ağabey bizi Sirkeci Marmaray İstasyonu'na kadar getirdi. Allâh CC râzı olsun. Dünyevî-uhrevî tüm hayırlı dileklerini müyesser kılsın. Âmîn.

*SİRKECİ'DEN DARICA'YA, SILA'DAN SILA'YA!*

Biz de oradan çocuklarla sıla-i rahm için Darıca'ya, büyük bacanakgile  geçtik. Öğleden sonra da çocukların biri Konya'ya, biri boğazın karşı tarafındaki yurduna, biz de Ordu'ya hareket ettik. Çok şükür bu güzel, bol ziyâretli, inşâllâh mânen de bol bereketli bir seyâhatin ardından kazâsız-belâsız olarak dönüşlerimizi de, Allâh'ın lütfuyla gerçekleştirmiş olduk. Rabbimize sonsuz şükürler olsun.  Âmîn...

*İZLEMLER, GÖZLEMLER; TAHASSÜRLER, ÖZLEMLER!*

Başta AYASOFYA hissiyâtı olmak üzere hiç ayrıntıya giremedik. Gözlem ya da değerlendirmeye hemen hemen yer vermedik, veremedik. Onlar için inşâllâh diyerek bugünlük sözü bağlıyor, nice böyle feyizli Ramazanlara bizleri ulaştırması, insanlığa hidâyet, mazlumlara kurtuluş lûtfetmesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...