Bence keyfini çıkarın bu günlerin.

Sonrasında ulaşamayacağınız,

Kapısından içeri sokulmayacağınız,

Hatta bir selam dahi almayacağınız o malum vatandaşlar,

Bırakın size sarılsınlar,

Öpsünler,

Elinizi sıkıp,

Sırtınızı sıvazlasınlar.

Vaatler versinler,

Can ciğer kuzu sarması ayaklarına yatsınlar…

***

Sanki bir festival havası yaşanılıyor.

Bayraklar, flamalar, balonlar, afiş, broşürler, mitingler, heyecan dolu meydanlarda bayram havası içinde günler gelip geçerken,

“Eyleniiiik daa…”

Keyfini çıkarın bu günlerin.

Belki bir dört yıl daha yaşamayacaksınız böyle şeyleri.

O öperse, sizde öpün.

O sarılırsa, siz daha sıkı sarılın ki;

Oyunuzu aldığını zannetsin, içten içe sevinsin gariban.

Gözlerinin içine bakın.

Onlar gibi.

Gülümseyin,

Onlar gibi ki; ne düşündüğünüzü anlamasınlar.

***

Siz de biliyorsunuz adettendir bu işler.

Mecburen yapılması gereken işler yani.

Hani diyorlar ya, çalmadık kapı, sıkılmadık el, dokunmadık adam kalmayacak diye.

Bu işler, o işler işte.

***

Sandığa kadar böyle.

Sonrası sen sağ, ben selamet.

Öküz öldü, ortaklık bozuldu misali, seçimin ertesi günü durum malum.

 “Aradığınız başkana ulaşılmamaktadır”

Biz seçiyoruz,

Onlar seçiliyor.

Biz öpülüyoruz,

Onlar…

Leb demeden, leblebiyi anlayın artık yahu…