Kimisi diyor ki; "Gazze de Gazze; bir Gazzedir tutturdunuz!" Hiç olur mu? Gazze de Gazze diye tutturan, onu yok etmek adına gece gündüz durmayan, bomba yağdıran asıl taraf düşman çete devleti. Onlar durmazken bizim sâdece anışta kalan, duâda kalan, söylemden öteye geçmeyen tavırlarımızı yadırgayan insan grubu hangi kategoriye konulabilir?!
*BİZZAT MÜDÂHALE YA DA EN AZINDAN BUĞZ*
Hani, mâlum; hepimizce bilinen bir Hadîs-i Şerîf var:
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kâlbiyle düzeltme cihetine gitsin; ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
*BU HADÎSİ NASIL ANLAMALIYIZ?*
İslâm ve İhsan sayfasından aldığımız bu Hadîsi Nasıl Anlamalıyız? Yine aynı yerden devam ediyoruz:
Bu hadis, münkerin, kötülük ve fenalıkların nasıl değiştirileceği konusunda temel teşkil edici bir özelliğe sahiptir... İyiliği emir ve kötülükten nehiy görevi, her Müslüman mükellefi kapsayıcı niteliktedir. Bu hadisin ifadesinden ve görevleri sıralayış tarzından, bunu bir kere daha açıkça anlamış oluyoruz.
*KİM, NELERİ, NASIL DEĞİŞTİRECEK?*
İslâm âlimleri, genel anlamda olmak üzere, kötülükleri el ile değiştirmenin yöneticilerin, dil ile değiştirmenin âlimlerin; kalp ile değiştirmenin de bunlara güç yetiremeyen zayıfların, avamın görevi olduğunu söylerler. Böylece, her seviyedeki Müslümana düşen bir vazifenin bulunduğu ortaya çıkmış olur. Bununla beraber, her seviyedeki insan, bunların hangisine güç yetirirse onu yerine getirir de denilmiştir.
*YAPI KURMA MECBÛRİYETİ*
Müslümanlar, bu görevleri yerine getirecek bir yapıyı kurmak zorundadırlar. Çünkü, İslâmî hassasiyetlere sahip bir yönetim kadrosunu, doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü öğretip öğütleyecek ilim erbabını ve bu hususlarda duyarlı bir halkı yetiştirmedikçe, vazifelerini yapmış sayılmazlar.(islamveihsan)
*BİZE DÜŞEN PAY NE?*
Evet, Hadis ve kısa açıklaması böyle. Buradan kendimize gerekli payı çıkarabileceğimizi düşünüyoruz.
Elbette ki; Gazze deyince burada yapılabilecek şey noktasında Devlet ön plândadır. Gazze'de düşmana el ile müdâhale kişisel ve toplumsal boyutları aşar ama birey ve toplum olarak bizim de yapabileceğimiz şeyler vardır; hem de fazlasıyla.
*GAZZE'YE SEYİRCİ KALINABİLİR Mİ?*
Şimdi bir defâ; Gazze'ye bu soykırımı yapanların hedefi açık. Din kardeşi olmanın ötesinde bir Osmanlı bakıyyesi ve daha önemlisi vicdân taşıyan bir millet olarak bizim buraya seyirci kalmamız düşünülemez. 
*LÜBNAN, ÜRDÜN, SÛRİYE*
Bundan ayrı olarak, herşeyi bir tarafa bırakalım; siyonistlerin meşhur (ARZ-I MEV'ÛD: Vâdedilmiş topraklar) inancı gereği Gazze'den sonrası Lübnan, Ürdün, Sûriye, Türkiye; öyle gidiyor hayâlleri.
*KÜÇÜMSEMEK NASİPSİZLİK*
Dolayısıyla; bizim burada, hangi inanç, parti ya da etnisiteden olursak olalım Gazze sonrası nihâî hedefteyiz. Binâenaleyh; Gazze duyarlılığını küçümsemek çok ahmakça, en azından şuursuzca bir tutumdur.
*MADDÎ-MÂNEVÎ; HER TAVIR KIYMETLİ*
Bu noktada en ufak bir anış ya da atkı gibi, mont gibi, kitap gibi, defter ya da yazı gibi; aklınıza ne gelirse yapılan her türlü etkinlik büyük bir kıymeti hâizdir.
*BUGÜN İÇİN EN BÜYÜĞÜ BOYKOT*
Bunların yanında ve başka olarak, karşı tarafa en çok dokunacak olanı, yâni en etkilisinin BOYKOT olduğu açık. Şu an yapılacak en önemli şey bu. Gazze dâvâsı olanın yapacağı en akıllı faaliyet ve mücâdele göstergesi bu.
*TEKLİF DERGİSİ GAZZE ÖZELSAYISI*
Bu meyânda ORİMDER Başkanımız Abdurrahman MURTAZAOĞLU Bey'in buna dâir TEKLİF Dergisi'nden paylaştığı, boykotu ve boyutlarını açıklayan bir bölümle yazımızı bitiriyoruz:
*ASIL FAYDASI BİZEDİR*
"Boykot, sadece boykot edilen şeyle ilgili değildir. Boykot edilen şeye bir zarar verir, ama asıl faydası bizedir: Bizi bilinçlendirir, kim olduğumuzu, kimden yana ve kime karşı olduğumuzu gösterir.
*EN İYİ HATIRLATICI*
Bizzat tevhidin öğretmek istediği haliyle neyi reddettiğimizi ve neyi kabul ettiğimizi durmaksızın, hayatın her alanında hatırlatır.
*TİCÂRÎDEN ÇOK ZİHNÎ VE SİYÂSÎ UYARICI*
Boykotu sadece pazardaki ticarî mallarla ilgili değil; genel olarak ekonomimize, zihniyetimize, ahlâkımıza, siyasetimize, diyanetimize sızmış her türden bâtıl, kirli ve çarpık unsurlara karşı yürütmek ve asıl bu yolla, gizlenerek iktidarını yürüten kapitalist hegemonyaya meydan okuyabileceğimizi fark etmemiz gerekir.
*İŞTE; BOYKOTUN ASIL BAŞARISI*
Boykot, asıl anlamıyla ancak o zaman başarıya ulaşabilir. Buna dönük bir iradeyi canlı tuttuğumuzda; boykot edilen filanca fikir, teori, eylem ve tutumun yerine Müslümanca hangi fikri, eylemi ve tutumu koymamız gerektiğini konuşmaya başlarız.
*GENİŞ BAKIŞ, DERİN TALEP*
Böylece boykotla ilgili bu geniş bakış açısı; sokaktan eve, iş yerinden okula Müslümanca bir yaşamı yeniden ve daha derinden talep etmeyi mümkün kılmaya başlar."
İbrahim Halil ÜÇER  (Teklif Dergisi)
(Gazze Özel Sayısı s.59-60)
*GAZZE SORUMLULUĞU, EBED MUTLULUĞU*
Rabbimiz bizleri başta GAZZE olmak üzere tüm mazlumlar nezdinde sorumluluğunun farkında olarak üzerine düşeni yapmaya muvaffak olanlardan eylesin. Âmîn.
*FEDÂKÂRLIKTAN WEFÂKÂRLIĞA*
Ayrıca, onların bunca fedakarlığına karşılık mâzeret olabilecek faaliyetler ortaya koymaya muvaffak olanlardan ve de onlar ve tüm sevdikleriyle berâber Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşmaya hak kazanma lütfuna erenlerden eylesin diyerek Rabbimize yalvarıyor, cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...