Kurtlar özellikle soğuk kış günlerinde hiç bir şekilde yiyecek bulamayınca bir daire oluştururlar sonra oturur ve beklerler.
Aralarında bitkinlikten yere baygın düşen ilk kurda saldırıp ve yine aralarında paylaşarak karınlarını doyururlar.
Kurtlar sofrası buradan gelir.
***
Bugün yapılan siyasetin Kurtlar Sofrasından pek farkı yoktur.
Çok dikkatli olmak,
Adımını sağlam atmak gerek.
Kurtlarla aynı sofradaysanız iki olasılık vardır.
Sofrada konuk da olabilirsiniz,
Masadaki ziyafetin ta kendisi de.
Her ne kadar el üstünde tutulup, başköşeye kurulmuş olsanız da, bir bakmışsınız ki; masanın ortasında parçalanıyorsunuz.
Bir ziyafet hayal ederken, ziyafetin asıl baş aktörü olabilirsiniz.
Kurtlar sofrasında kanun güçlü kurtların hâkimiyeti altındadır.
Ve kurtlar sofrasında zayıf olan yenilir, yutulur.
Siyaset tarihinde o ziyafet masasına oturup, çıtı çıtır yenilen çok siyasetçi örneğine rastlamak mümkündür.
Çünkü siyasetin doğasında zayıf olanı yemek vardır.
***
Bir profesör aslanla kuzunun aynı kafeste yaşayabileceğini iddia etmiştir. Ancak etrafındakiler bunun gerçekleşemeyecek bir durum olduğunu söylemiştir.
Profesör ise buna mukabil deneyip olabileceğini iddia etmiştir. Hemen akabinde hayvanat bahçesinde denemelere başlamıştır.
İtiraz edenler bir hafta sonra kuzu ile aslanın aynı kafeste olduğunu görmüştür.
Profesöre şaşkınlıkla bunu nasıl başardığını sorduklarında profesör şu cevabı vermiştir.
“Her gün kafese yeni bir kuzu koyuyoruz.”
***
Ez cümle; kurtlar sofrasında kuzular hep yenilir.
Kuzuların kaderi hep bu şekildedir maalesef.
Siyasetin içine adım attınız.
Ve o kurtlar sofrasına oturacaksınız mecburen.
Sorun kendi kendinize.
O sofrada konuk muyum, yoksa yemek mi?
Biraz sabırlı olmanızı tavsiye ediyorum.
Zaman mutlaka gösterecektir.