Hani derler ya bu başımıza gelenler bize müstahaktır. İşte bizde halk olarak aynen bunları yaşıyoruz.
Halkımızın ezici çoğunluğu ürettiğinden daha fazla tüketim peşinde koşmakta, akılcı bir tüketimden uzak durmaktadır. İşin daha kötüsü her koşulda yüksek bir tüketimi hak ettiğine inanmaktadır.
Bizim nesiller hatırlar, 1980’lerin başında 12 Eylül’ün çalkantıları biraz durulunca her yaştan insanımızın marka merakı, üzüntü verici şekilde her yeri sarmıştı. Aslında yeni değildi sadece bastırılmış hevesler ortaya fırlamıştı. Üstelik banker skandallarının yıkımları henüz çok tazeydi. Milletin çoğunluğu için para en yüksek değer haline gelmişti ve hala da öyledir. Madem paraya tapıyorsun o zaman her borcun ödeme gününün geleceğini ayrıca büyük
paranın küçük parayı ezdiğini de bilmen
gerekirdi. Onu bilmem bunu bilmem sadece isterim de isterim dersen işte böyle borçlanıp böyle sıkıntıya girersin. Eski günleri hatırlayanlar vardır.Yerli arabalarla bilmem ne kuşu diye alay ederler, kaçak malların peşine düşerler şu bu. Günümüzde de telefonunun modeli yüzünden komaya girenler indirimlerde geceden kuyruk sırasına girip sabahlayanlar yok mu ya da marka takıntısı hâlâ korkunç bir şekilde devam etmektedir.
O halde böyle bir millete acınmaz. Ziyadesiyle müstahaktır. Bu arada akıl ve iz’an sahibi bir azınlık hak etmediği eziyeti çekiyor ama onlar da böylesi bir vatandaş kitlesinin parçası olmanın bedelini ödeyen talihsiz kişilerdir.
Her gün binlerce reklamla tüketimi hak sanan bir avanak kitle yaratılırsa bunların sıkıntılarına acınmaz. Ancak arada o
avanaklığı, ülkeye yayanların cezasına istemeden ortak olan makul insanlara üzülürüz ve üzülüyoruz da.
Son seçim rüşvetlerinin yaratacağı sıkıntıları aylarca yazdılar, okuduk dinledik. Ahanda,! ödüyoruz daha da ödeyeceğiz. Üstelik yeni başladık. Hesapsız tüketimin ardından kamu açıkları... Suyundan da koyalım, çorbamızı içelim. Bari ağlamayalım. Ya da hep beraber bolca ağlayalım, yakışır. İnci gibi gözyaşlarını döker, telefonumuzu yenilemek için takside gireriz ya da bir yerlere daha çok getirisi var diye (uyanığız ya) paramızı kaptırmaya devam ederiz.Biz de bu kafa varken ya da diğer bir deyişle havadan para kazanmaya meraklımız varken...