Bu yazılanlardan alınacak çok ders var. Biz kendimizde değiliz. Aciz duruma düşmüşüz. Çâresiz, yoksul, ambarında darısı olmayan gurebâ gibiyiz.

*FUKARÂYIZ DA NE FUKARÂSI?*

Fukarâyız yâni de imkân değil, akıl fukarâsıyız. Biz aklımızı kullanmadığımız için aklını kullananlar bizi nadıl kullanıyorlar ya da kullanışlı hâle getiriyorlar; işte görün.

*FAZLA SÖZE HÂCET YOK*

Söylenecek çok şey var da, okuduğumuzda nasıl şuursuz insanlar olduğumuzu, en azından virüs deyince ödümüz patlarken dünyânın bilmem neresi kaynaklı yiyecek ve içecekleri, onca yerli imkânlar varken, hattâ yaylada yanı başımızda kaynak suları akarken nasıl alınteriyle kazandığımız öz paralarımızı vererek bir de ta oralara taşımak sûretiyle kullandığımızı ve böyle böyle kullanışlı hâle geldimizi inşâllâh bir parça fark eder de intibâha geliriz.

*FİLİSTİN, GAZZE! DEVAM MI HAZZA?*

Özellikle Filistinli kardeşlerimizin durumu ortadayken, bizim tükettiğimiz ürünlerin çoğunun parası oraya akıyorken bunları bir kez daha düşünmemiz gerekli diyor metne geçiyoruz:

*ALGI YÖNETİMİ*

"1989 yılı...Türkiye ilk defa pizza dükkanlarıyla tanışır.Türkiye’ye birkaç dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan ünlü marka aldığı sonuçla şoka girer. Bekledikleri gibi olmaz.

*DÜKKÂNLAR KAPATILIR!*

 Boğazına düşkün olduğu için pizzayı seveceğini düşündükleri Türk tüketicisi, pizzayı sevmez. Dükkanlar kapatılır. Geri dönülür.

*ÇOCUKLAR MÂSUM; YA ÇİZGİ FİLİMLER?*

*1991 yılı. Murakami-Wolf-Swenson Productions’ın ürettiği bir çizgi film dünyada büyük ilgi görür. Yapımcı şirket Türkiye’deki bir özel kanala bu çizgi filmi teklif eder. Kanal şaşkındır, fiyat gerçekten olması gerekenin %10’udur. Adeta kapandaki peynir gibi duran bu teklifi kaçırmaz özel kanal.

*NİNJA KAPLUMBAĞALARIN HIZI?!*

Yayınlanmaya başlar. Çizgi film Türkiye’de de çok tutulur. Oyuncakları, rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap kapları ile müthiş bir pazarlama da beraberinde gelir.

*TÜRK ANNELERİ YARIŞTA!*

*1994 yılına gelindiğinde çizgi film dizisi milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına almıştır. Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmesini istemeye başlar.Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını bilmez.Talep gitgide artar. Derken pizza zinciri dükkanlarını yeniden aktif hale getirir, yeni dükkanlar açılır.

*YEMEK YOK; İYİ Kİ PİZZA VSR?!*

Çocuğu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariş ederler. Liseli, üniversiteli gençler arasında bir itibar meselesi haline gelir.

Türk mutfağının alışılagelmiş lahmacunu, pidesi terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelmiştir.

*BU PATLAMA NASIL OLDU?*

Tesadüfen (!) pizza talebini patlatan bu çizgifilmi çoktan tahmin ettiniz değil mi? Bravo! O çizgi film “Ninja Kaplumbağalar”! O pizza zincirini de tahmin ediyorsunuzdur, onu da burada söylemeyelim.

*ARTIK ÖMÜR BOYU?!*

Şimdi o çocuklar büyüdü, çizgifilmi ilk izleyenler 30’larına geldi. İlk jenerasyon genç evli, yeni nesil aile oldu. Onlardan sonraki jenerasyon şimdilerde üniversite öğrencisi, ya yurtta ya da öğrenci evinde kalıyor.

*ACABÂ NE YAPSAK?!*

İlk jenerasyondaki evliler evde yemek pişirmek yerine sık sık şöyle diyor : “Pizza mı söylesek?” Bir sonraki jenerasyon da yurt öğrenci evlerine neredeyse her akşam pizza sipariş ediyor.

*BİLİNÇ ALTI, MASA ÜSTÜ?!*

İşte algılarımız böyle yönetiliyor. 20-30 yıllık stratejiler çiziliyor, uygulanıyor. Bizim eğlenceli diye izlediğimiz masum çizgifilmler, diziler, sinema filmleri birtakım fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk edilmesini sağlayan katalizörlerden ibaret. Ve emin olun, bu bilinçaltı pazarlamacıları, bu algı sihirbazları bize sadece pizza yedirmiyor…!

*YA DİĞER ÜRÜNLER?!*

Bu sadece bir örnekti. Her Amerikan filminde Apple bilgisayarların görünmesi bugünkü Apple çılgınlığının temeliydi. Her filmde sabah işe giderken elinde Starbucks kahve ile koşturuyor olması bugün bir kahveye 70 lira ödüyor olmamızın nedeni.

*SINIF ATLARKEN BOĞULANLAR!*

Afrika’da ayağında ayakkabı olmadığı için pet şişe bağlayan Afrikalı gençlerin elinde içine su doldurulmuş Coca-Cola kutularıyla gezmeleri ve bununla sınıf atladıklarını düşünmeleri de yıllardır Coca-Cola’nın yaptığı “MUTLULUK” reklamlarının sonucu. Gerçekte mutlu olmayanlar içtikleri içecekten mutluluk akıtmaya çalışıyor işte, başka bir şey değil.

*WESTERN FİLİMLER, ARKA PLÂNLAR*

Biz belki hatırlamayız ama büyüklerimizin, babalarımızın hayranı olduğu Western (Vahşi batı) filmlerindeki karizmatik kovboyu. O kovboyun ağzındaki Marlboro sigarayı babalarımız bugün hala bırakabilmiş değil.

*ETKİYE BAK, AKLINI BAŞINA TAK!*

Etkiye bakar mısınız? İşte bu yüzden unutmayalım; Bize sunulan görüntülerin, ürün reklamlarının, aile yapımızı bozan film ve dizilerin % 99’u bir amaca hizmet ediyor, Algı yönetimi yada bilinçaltına kayıt operasyonu.

*BİZİ PARÇALAYAN "PARÇA"LAR!*

Aradan zaman geçtikçe tüm bunlar hayatımızın içine birer birer girerek hayatımızın bir parçası haline geliyor. Bu nedenle inanmadan, etkilenmeden, kendimizi kaptırmadan önce birkaç defa düşünmemiz gerekiyor.

*MALCOLM X UYARIYOR!*

“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter” diyordu Malcolm X, Uyanık olmayana pizzayı da hamburgeri de yedirirler, kolayı da içirirler, mallarını da bir güzel satar üzerine bir de marlbora sigara yaktırırlar…

Sonra da Afiyet olsun! derler..."

*İNŞÂÎ FİKİRLER, NİHÂÎ TEŞEKKÜRLER*

Bu inşâî fikirleri ve uyarıcı cümlelerinden dolayı TEKNOLOJİK ÜRÜNLER sayfa yetkililerine teşekkür ediyor, Rabbimizden intibâhımıza vesile kılması niyâzıyla cümleye Konya'dan sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...