Eylül ayındayız ya; mâlum artık sonbahar. Yaprak dökümü mevsiminin eşiği. Açılması heyecan verdiği kadar, dökülmesi de hüzün sebebi. Sonuçta, biri ilktir  bahar olarak biri son! Biri başlangıcı remzeder biri bitişi.

*ÜLKENİN HAZİN EYLÜLLERİ*

Ülkemiz için de Eylül değerler noktasında bir yaprak dökümü olmuştur. Bir 12 EYLÜL var meselâ unutulacak bir târih değil. Ondan önce de 17 EYLÜL.

*İKİ ARKADAŞ, İKİ OLAY; BİR MAĞRUR, BİR MAĞDUR!*

Bugünkü yazımız bu târihlerde gerçekleşen ülke târihinin iki hazin olayıyla alâkalı.

İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nden iki devre arkadaşımızın hâtıra ve değerlendirmeleriyle başlıyoruz:

*KOMUTANLARDAN TOKAT YİYENLER BİLE VARDI!*

"Tarihe not; 12 Eylül 1980 Cuma günü cundacilar (NOT; arkadaşımız Trabzonlu. İmlâyı mâzur görünüz!) yönetime el koyar ve sokağa çıkma yasağı ilan ederler."

*BEYKOZ AKBABA KÖYÜ*

"Ben de o tarihte Beykozun Akbaba köyünde 23 yaşlarında genç bir imam olarak görev yapmak tayım. Köyde askeri karargah kurulur. Sokağa çıkma yasağını delmek için rica minnet komutandan izin aldım ve camie cesaret gösterip gelenler ile Cuma namazını kıldık. Ancak bazı imam arkadaşlar benim kadar şanslı değildi. Komutanlardan tokat yiyip engellenenler bile olmuştu. Lanet olsun her türlü vesâyet anlayışına."

*MAĞDURLARA RAHMET, MAĞRURLARA LÂNET!*

"Allah c.c 12 Eylül gibi 27 Mayıs gibi 28 Şubat gibi karanlık günleri bir daha bu millete göstermesin. Her darbenin şehitlerine rahmet, mağdurlarına muhabbet, mağrurlarına lanet olsun."

(Sâlih YAZICI)

 *BUGÜN 12 EYLÜL; ŞİMDİ NEREDELER?*  

"Güçļü yok, herkes aciz! Sizi bilmem ama ben acziyetimizin farkındayım.  Bu dünyada bir sağdan bir soldan asarak gücün elinde olduğunu zannedenler şimdi nerede?  Şartların olgunlaşmasını beklemişlerdi!"

*MAZLUMLAR YAKALARINA YAPIŞINCA!*

"Şimdi mazlumlar yakasına yapışınca kendini kurtarabilecek mi?  Herkes hayatının sonuna doğru yaşadığı acziyeti önceden göremeyebilir. Ama Allah bütün zalim ve firavunların akıbetini bize Kur’anı Kerim’de bildirip gösteriyor. Hiç mazeretimiz kalmıyor. Ne dersiniz? 12/09/2023"

 (Ahmet Ziya İbrahimoğlu)

*TEŞEKKÜRDEN TEFEKKÜRE*

Her iki arkadaşımıza da teşekkür ediyor, din-îman selâmetleri ve sıhhat-âfiyetler üzere bereketli bir ömürle muammer olmalarını Cenâb-ı Hakk'tan niyâz ediyor; gönülden âmînlerle berâber târihimizin ksnayan yaralarından biri olan öbür Eylül olayına geçiyoruz:

*MİNNET ve RAHMETLE ANIYORUZ*

Türkçe ezan zulmüne son verdi,

Osmanlı ailesine sahip çıktı,

İmam Hatip okulunu açtı,

Bağımsız dış politika izledi,

Türkiye'yi Kıbrıs'ın garantörü yaptı,

Türkiye-İran-Pakistan paktı kurdu,

Sanayii geliştirdi, köylüyü önceledi

...ve İDAM EDİLDİ.

ADNAN MENDERES'i

Rahmetle anıyoruz.

*ÇETİN OLAYLAR, METİN TAVIRLAR*

Şimdi de Hak, hakîkât, millet-memleket âşıklarının bu çetin olaylar karşısında metin duruşlarının; ölüme bayramcasına gidenlerin tavrını yansıtan bir olay:

*BENİ YÜKSEĞE ASIN Kİ!*

Çooooooook çok ÖNEMLİ:

‘’BENİ YÜKSEĞE ASIN Kİ, SİZİN GİBİ ALÇAKLAR AYAKLARIMIN ALTINDA KALSIN!’’

(Bir Menemen Şehidinin Son Sözleri!)

*SON ARZUN NEDİR?*

Askeri Mahkeme Heyeti; Kendisi hakkında İdam kararı verdiği bir Menemen Şehidine sorar: Son arzun nedir? O da cevaben: Beni yükseğe asın ki; Sizin gibi alçaklar ayaklarımın altında kalsın?!. diye Restini çeker.

*MENEMEN'İ HİÇ GÖRMEMİŞ!?*

Çünkü hayatında hiç Menemeni görmemiş, Menemen Hadisesi ile uzaktan yakından alakası olmayan 60’a yakın Evliya ve Ulema (Alim)! Başta Muhammed Esad Erbili (k.s) Pir-i Ekmel Efendimiz, Onun Mahdumu (Oğlu) Muhammed Ali Erbili Efendi ve Esad efendimizin 29 Halifesi (Vekili) İdam ediliyor.

*60’A YAKIN EVLİYÂ VE ULEMÂ!*

Diğer Tarikat ve Cemaatlardan; Ceman 60 yakın Evliya ve Ulema Şehid ediliyor. Şehid sayıları hakkında, değişik kaynaklarda farklı rakamlar verilebilir!

*KARA LEKE, AK İCRAAT!*

Yakın Tarihimizin bu Kara Lekesi, Yeniden masaya yatırılmalı ve Şehidlerimize İade-i İtibar verilmelidir, İnşaAllah! Hem Anne ve Hem de Baba tarafından Seyyid olan Büyük Mürşid; Esad Efendimizin Kabrinin olduğu yerler ve etrafı; İstimlak edilip Oraya Büyük Bir Külliye yapılmalıdır, İnşaAllah!

*KÜLLİYEN CENNET OLSUN*

Hepsinin mekanları Cennet olsun, Rabbimiz bizleri Onların Şefaatlerine mazhar eylesin, İnşaAllah! Amin, Ya Muin!

(Kaynak, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in Son Devrin Din Mazlumları Kitabı)

*BİZLERİ DE O İYİLERE KAT YÂ RABB!*

Osman SUNGUR'dan aldığımız bu son kısımla berâber vedâ ederken duâya içten âminlerle mukâbele ediyor;

Rabbimizin bizleri yukarda adı geçen mağrurlar gibi zulüm ve kötülüklerle değil hayır ve hasenâtla anılanlardan eylemek sûretiyle sonsuz hayâtta onlara katıp Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşturması,

*MİLLET, ÜMMET; HEPİMİZE...*

ülkemize ve de Ümmet-i Muhammed'e böyle kötü hâtıra olacak meş'ûm hâdiseler yaşatmaması niyâzıyla cümleye sevgiler-saygılar wes'selâm...