Hepimizin bildiği, târihçilerin de kabul ettiği ve de bizim göğsümüzü gererek ifâde ettiğimiz gibi

Malazgirt zaferi, Türk tarihinin en büyük ve stratejik başarılarından biridir.

*ANADOLU; DÜNYÂ YOLU*

Bu vesîleyle, savaş dahisi, büyük komutan Sultan Alparslan'ı ve silah arkadaşlarını, bu sürecin tüm aziz şehit ve gâzîlerini rahmetle anıyoruz. Anadolu bu büyük fetih sonrası ebedî Türk yurdu oldu.

*SELÇUKLU, OSMANLI; TÜM DÜNYÂ*

Millet olarak buradan Avrupa'ya, Afrika'ya yol bulduk; Selçuklu, Osmanlı olarak boylanıp dünyâya açıldık. Dolayısıyla, bu toprakları, canı, malı, tüm varlığı, ilmi ve irfaniyle

vatan yapanlara minnet borcumuz var. Mekânları cennet, makamları âlî olsun.

*YARIŞI FETİH OLAN MİLLET*

Biz bu vesîleyle bu büyük zaferi ve Kur'ân'ın HAYIRDA YARIŞANLAR  deyip cennetin en güzel derecelerini vâdettiği vâdîde kendisine Allâh CC yolunda cihâdı yarış konusu seçmiş ve bu uğurdaki mefkûresinin adını İ'LÂ-YI KELİMETULLÂH olarak belirlemiş aziz milletimizin bu büyük fethini en güzel şekilde terennüm eden bir şiiri paylaşıyoruz bugün sizlerle; buyrun:

*MALAZGİRT DESTANI*

“Aylardan Ağustos,

günlerden Cuma

Gün doğmadan evvel

iklîm-i Rum’a

Bozkurtlar ordusu

geçti hücuma

 

Yeni bir şevk ile

gürledi gökler

Ya Allah… Bismillah…

Allahuekber…

***

Önde yalın kılınç

Türkmen Başbuğu

Ardında Oğuz’un

ellibin tuğu

Andırır Altay’dan

kopan bir çığı

 

Budur, Peygamberin

övdüğü Türkler

Ya Allah… Bismillah…

Allahuekber…

***

Türk, Ulu Tanrının

soylu gözdesi

Malazgirt Bizans’ın

Türk’e secdesi

Bu ses insanlığa

Hakk’ın müjdesi

 

Bu seste birleşir

bütün yürekler…

Ya Allah… Bismillah…

Allahuekber…

***

Nağramızdır bugün

gök gürültüsü,

Kanımızdır bugün

yerin örtüsü

Gazi atlarımın

nal parıltısı

 

Kılıçlarımızdır

çakan şimşekler

Ya Allah…Bismillah…

Allahuekber…

***

Yiğitler, kan döker

Bayrak solmaya,

Anadolu başlar

vatan olmaya…

Kızılelma’ya hey

Kızılelma’ya!!!

 

En güzel marşını

vurmada mehter

Ya Allah… Bismillah...

Allahuekber..."

NİYÂZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU

*KAREDEN KAREYE; NEREDEEN NEREYE?*

Bu zafer ve mutluluk sahnesi ve destanınsan sonra şimdi de, yine târihimizden, nereden nereye dedirtecek bir tablo; işte buyrun:

 *BU YAZIYA BEN DE AĞLADIM*

Biz ölümden çok zulüm gördük zulüm....Kimse ben bu ülkede haksızlığa uğradım demesin...

*BİRİ MENDERES, DİĞERİ ERBAKAN*

400 çadırla gelip 2-3 vagonla giden Osmanoğullarının hanımlarını vatana getiren, ADNAN Menderes, Erkeklerini getiren Erbakan'dır...

*GÖRMESEM DE HAVASI YETER!*

""Bir sabah, Boğaz Köprüsü’ne gidip üzerinde birkaç adım atmak istedi Mehmed Orhan.

'Etrafı göremesem bile (gözlerinden rahatsız), havasını içime çekerim' dedi.

Köprüde durmak yasaktı ama 'artık ne olursa olsun' deyip, otomobili bir kenara park ettik.

*ÜÇ POLİS GELMEYE BAŞLADI*

100 metre gerimizde, gişelerin olduğu yerde polisler vardı.

Durduğumuzu görünce, üç polis bize doğru yürümeye başladı.

Göğüslerindeki yıldızlar, rütbeli olduklarını gösteriyordu.

*BİRİNİN ELİNDE GAZETE*

Birinin elinde, o gün ilk sayfasında Orhan Efendi’nin resminin bulunduğu gazete vardı.

Yaklaştılar ve içlerinden biri 'Niçin durdunuz?' gibisinden bir şey sordu.

Gazeteli olanı, okuyarak geliyordu.

*BİR GAZETEYE, BİR ONA BAKTI*

Birden, gözü otomobilin arka koltuğunda oturan Mehmed Orhan’a takıldı.

Bir gazeteye, bir ona baktı, sonra arkadaşına gösterdi.

Bana, 'Bu o mu?' diye sordular.

 'Evet' dedim ve o anda hiç beklemediğimiz bir şey oldu.

*MEMLEKETİNE HOŞ GELDİN!*

Polislerden biri otomobilin açık penceresine eğildi ve 'Memleketine hoşgeldin' dedi.

'Gazete, Fransa’ya geri döneceğini yazıyor.

Senin vatanın burası.

Burada kal.'

*ÜÇÜ BİRDEN SELÂM DURDU*

Ve, üçü birden Mehmed Orhan’a selâm durdu.

O da, polisler de ağlıyordu…

Polislerle vedalaşıp köprüden ayrıldığımız sırada, 'Pek garip bir tecelli' dedi.

*BUNLAR DA AĞLIYOR!*

'68 sene evvel, kovulma emrimi tebliğ eden komiser de ağlıyordu, bugün bana ‘Memleketinize hoşgeldiniz’ diyen polis de ağlıyor.

Hem ağlıyor, hem beni ağlatıyor'.

(Murat Bardakçı;

Son Osmanlılar

Osmanlı Hanedanının Sürgün ve Miras Öyküsü, s. 29.)

*BÜYÜK ÜLKE, DERİN KIRILMALAR*

Evet; bu ülke büyük. Olayları, iniş-çıkışları, zikzakları da büyük. Hepsi Allâh CC ın takdîri. Herkes bulunduğu şartlara ve bulunduğu imkânlar, taşıdığı kâbiliyetlere göre hesâbını verecek.

*ÂH ÇEKENLER ve ÇEKTİRENLER!*

Kimsenin yaptıkları yanına kalmayacak. Çile çekenler daha şanslı olduklarını tevekkül ettikleri Rabbin huzûrunda görecekler. Bunun rahatlığı, haklı olmanın ve de Hakk'a tâbî olmanın kıvancı bu millete yeter. Âmennâ.

*İKİ OLAY; BİR GERÇEK!*

 Gelgelelim; bu iki olay da Anadolu'da yaşanıyor. İkisi de aynı millet adına, aziz Türk milleti adına sergileniyor. Bunların ikisi de doğru mu? Birisi doğruysa biz hangisiyiz?

*CHEROKE  KABÎLESİ*

Bu bağlamda da bir hikâyemiz var. Şimdi de ona bir göz atıp, sorumuzun cevâbını bulmaya çalışalım inşâllâh; buyrun:

*İKİ KURT; KORKUNÇ SAVAŞ*

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri kabilenin gençleriyle hayat, aşk ve evlilik üzerine konuşurken şunları söylüyor:

İçimizde iki kurt var ve bunların arasında da korkunç bir savaş var.

*BİRİSİ CÖMERTLİĞİ , DİĞERİ NÂMERTLİĞİ*

Kurtlardan biri korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, üstünlük taslamayı ve benciliği temsil ediyor.

Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu, paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçakgönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı.

*HANGİSİ KAZANACAK?*

Dinleyenlerden biri soruyor;

Peki, hangi kurt kazanacak?

Yaşlı adam kısaca cevap veriyor;

*-BESLEDİĞİNİZ!...*

Hikâyeyi aldığımız İdrisGÖKÂLP'e teşekkürlerle berâber yukarda anlattıklarımıza nazaran varılabilecek bir sonuç olarak size soruyoruz:

*HANGİ TÜRK?*

Yerimiz daraldı. İşin felsefesine de girmeyeceğiz. Ancak, dünyâda Türk deyince hemen İslâm akla gelir ve Türk bir bakıma müslüman demektir.

*BULGAR, MACAR, ROMEN*

Dolayısıyla zâten müslüman olmayan türkler Bulgar gibi, Macar gibi, Romen gibi başka isimlerle anılmaktadırlar.

*KALE İÇTEN Mİ, DIŞTAN MI?*

Şunu da söylemek isteriz ki; Osmanlı'nın yıkılışı da, yine -tekrar dirilmesin, bir araya gelmesinler diye araya fitne niteliğinde sıkıştırılan şekliyle- yıkanların propagandası olarak iddiâ edildiği gibi Araplardan çok içimizdeki, bugünün PKK'sı ya da onların merkezî meclisteki uzantıları mârifetiyle olmuştur.

*ŞEHİTLER, GÂZÎLERLE BERÂBER*

Sözü uzatmadan; Malazgirt zaferimiz başta olmak üzere milletimizin Hak, hakîkât ve bu meyânda özgürlük başta olmak üzere her türlü mukaddes değerler adına kaydettiği tüm fetih, icraat ve başarılarını tebrik ediyor; o güzel insanlarla berâber Efendimiz SAV'in komşuluğunda bizleri buluşturmasını Cenâb-ı Hakk'tan niyâz ediyor,

*NİCE FETİHLERE İNŞÂLLÂH*

 bu aziz milletin, Ülkemiz ve gönül coğrafyamız başta olmak üzere dünyânın barışı adına daha nice fetihlere imzâ atması için gönülden duâlarla ve de hepimizin

*İSLÂM, TESLİM, SELÂMET*

hangi Türk olup içimizdeki hangi kurdu beslediğimiz şuuru ve huzûruyla yaşayıp din-îman selâmetiyle emâneti teslim etme hidâyetinin taraf-ı ilâhîden lütfolunması ümîdiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...