Siyaset, Topluma hizmet etmenin en etkili bir kurumu olduğu gibi, Her siyasetçinin de en büyük görevi halka hizmet etmek ve halkı yüceltecek olan Düşünce Özgürlüğünü sağlayarak, İnsan olma onuru içerisinde, Mutlu ve Huzurlu bir yaşam ortamı oluşturmaktır..Bugün memleketteki gerçek gündem, ürkütücü boyutlara varan işsizlik, Yoksulluk, peş peşe gelen zamlar ve ağır hayat şartları altında ezilen İşçi, Çiftçi, Memur ve Emeklilerin dramı olmalı, Halkın sorunlarına çare bulunmalıdır.
Ama bizdeki siyasiler halkın sorunlarına çare bulmak şöyle dursun onlar için yararlı bir şey yaptıkları zaman onu bir lütuf olarak sunar.,Oraya o koltuklara ne için geldiklerini ne için seçildiklerini unutarak.
Bizim gibi toplumlarda özellikle bizim toplumda bu çağda bile hâlâ toplumu yönetme anlayışını Demokratik kurallar içinde millete hizmet değil vatandaşa "babalık" gibi düşünür ve onu o şekilde lütuf olarak sunar.
Siyasilerimizin bir özelliğide rakip siyasileri aşağılar rakiplerinin bir şey yönetemeyeceklerini ima ederek üç beş koyun bile güdemezlere kadar getirirler. Siyasilerimizin özellikleri saymakla bitmez rakiplerinin yeteneklerini, üretkenliklerini , düşünce insanı oluşlarını , dürüstlüklerini onların Hak Hukuk Adalet anlayışlarını bilgi birikimlerini değilde en basit iş olarak gördükleri "Çobanlık "üzerinden aşağılama ile siyaset yapmayı yeğlerler.
Halkın güncel sorunlarının kaynağını bulmak bunu tartışmak halkının daha refah daha özgürlükçü bir toplumda yaşatmak için çaba göstermekten uzaktalar.
Aslında o yolda var her şey önlerinde apaydınlık açık şekilde durmakta uzaklarda değil sadece görebilmeyi istemek ona sadık bir şekilde sarılmalı dır.
O yolda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün Çağdaş, Demokratik, Laik yoludur, eğer o ışığı o yolu takip edersek,
Her şey çok daha güzel olacaktır...