Türkiye’de bugüne kadar bir başka dinin kutsal kitabının yakıldığını gördünüz mü? Duydunuz mu? Bir başka ülkenin bayrağının ayaklar altına alındığına tanık oldunuz mu?
Hayır…
İsveç'in başkenti Stockholm'de bir caminin önünde Kur'an-ı Kerim yakan şahsın polise verdiği ifade ortaya çıktı. Binlerce ölüm tehdidi aldığını belirten şahsın "10 gün içinde Irak'ın Stockholm'deki büyükelçiliği önünde Irak bayrağını ve Kur'an-ı Kerim'i yakacağım" dediği öğrenildi.
Skandal olaya arka çıkan ABD, provokasyonu kınarken aynı zamanda İsveç polisinin eyleme izin vermesini de "ifade özgürlüğü" olarak değerlendirdi.
Şimdi bu tür eylemler sözde medeniyetin beşiği olan Avrupa ve Amerika’da ifade özgürlüğü olarak tanımlansa da peki bu tür eylemlerin benzerleri Türkiye’de de yapılsa bize gelince ne oluyor peki?
Ne mi oluyor? Barbar oluyoruz, kindar oluyoruz, oluyoruz da oluyoruz. Bize gelince her türlü benzetmelere maruz kalıyoruz değil mi?
Ama biz bugüne kadar ne barbarlık yaptık, ne de bir kindarlık yaptık. Çünkü Müslüman, dininin emri gereği barbarlık yapmaz. Müslüman Türk hiç yapmaz. Müslüman, edepsize edebi ile cevap verir, edebi ile hesabını sorar.
Bizimde İsveç’e NATO yolunda vize için edebimizle, tavrımızla cevap vereceğimiz elbette çok net olacak. Çünkü avuçlarını yalayacaklar.
Bunu da nereden anlıyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin verdikleri mesajlardan anlıyoruz.
Ama bu sözde medeniyetçiler günü geldiğinde ettiklerini bulacaklar.
Bakın, Fransa kaynar kazan. Bunların alayının da daha beter olacakları günler çok yakın.
Birlikte şahit olacağız İnşallah.