Avrupa Birliği haçlıların oluşturduğu büyük bir kulüp dür. Biz Türklere karşı tarihten gelen bir kinleri vardır. Bu kinlerini fırsat buldukça kusarak ülkemize zarar vermekten kaçınmazlar. Dostlarımız ile, düşman, düşmanlarımız ile dost olmayı isterler. Ülkemizin genç dinamik nüfus yapısı Avrupalıların her daim hedef kitlesi olmuştur. Genç nüfusumuzdan ürkmekle birlikte, ihtiyaçta duymaktadırlar. Aslında bizim değil, onların bizlere daha çok ihtiyaçları vardır.
Cumhurbaşkanı RTE nin Avrupa birliğine rest çekmesine aynen katılıyorum. Yeter artık ipler koparsa kopsun. Bizlerle alay edenler, oyalayanlar onlardır. Türklere ikinci insan muamelesi yaparak vize koymaları, engeller yaratmaları bezdirmiştir. Kendi içlerine, ekonomik ve sosyal içerik konularından biz den geri kalmış ülkeleri almaları, Avrupa birliğinin Haçlı zihniyetini yeniden yaratıp hortlatmıştır. Ülkemiz içerisin de yıllarca mücadele ettiğimiz, yasa dışı terör olaylarına verdikleri destekler de, kendi çıkar ve menfaatleri adınadır. PKK, FETÖ, PYD, DEAŞ gibi terör örgütlerini besledikleri gibi her türlü silah desteğini de yapmaktadırlar.
Avrupalılar:
Kendilerine meydan okuyan ülkeleri işgal ederek, sömürmeye başlarlar. Özellikle, Orta doğu, Asya ve Afrika ülkelerindeki zengin doğal madenleri çalmaktan da geri kalmazlar. Direnen başkaldıran ülkelere de, virüsler yayarak zayıflatırlar, hatta yok ederler. Onlar acımasızdır. Hastalıkların yayılmasında en önemli etkendirler. Ürettikleri uyduruk ilaçları pazarlarken de zehirli yılan gibi sokmaktan geri kalmazlar. Yardım ediyoruz tezgahları altında, hantal, eski ellerinde ne varsa çıkartırlar. Yıllarca önce TSK ya Ünimog S askeri araçları hibe etmişlerdi. O askeri araçların yakıt tüketimi astarı yüzünden pahalı dedirtmiştir. Ülkeler içerisinde terör örgütlerine destek vererek büyütürler. Büyüttükleri canavarlara karşı silah satarlar, hem de her iki tarafa, kardeş kardeşi vururken onları penise benzeyen purolarını tüttürürler. Yasal bir devleti, illegal bir örgütle masaya oturtmaya zorlayarak, sözde barış isterler. Avrupalılar yüzünden yüz binlerce insan ölürken, açlığa terk edilirken insanlar için insan haklarını savunurlar. Bu deyyuslar her daim tavşana kaç, tazıya tut demişlerdir. Şimdi biz bu haçlı zihniyeti ile nasıl bir masada oturacağız ve anlaşmalar yapacağız.
Sesinizi duyar gibi oluyorum, Küresel bir dünyada tek kalma şansımız yok. Haklısınız ama ülke için adımlarımızı da gereği kadar atmalıyız. İç işlerimize de asla karıştırmamalıyız. Biz güçlü bir ülkeyiz. Duygusallıkta var tabii, ama menfaatlerimizin karşısında olan yapıya da HAYIR demeyi bilmeliyiz.