Siyasette bir ideoloji vardır. Hoş yıllardır söylüyor ve yazıyorum. Artık ideoloji diye bir şey kalmadı ama yine de mezara kadar diyenler için bir nebze de olsa var olduğuna inanıyoruz.

Siyasette bir omurga vardır. Geldiğimiz noktada bugünlerde de omurganın eridiğini, eğik, bükük olduğunu üzülerek görmekteyim.

Siyasette bir dik duruş vardır. Duruş, her dönem olduğu gibi bugünde yine menfaatin olduğu yerde olmaya devam ediyor. Buna da üzülerek tanık olmaya devam ediyoruz değil mi?

Efendim, malum seçim sürecindeyiz. Allah, bize neler gösteriyor neler…

Hepimizin elbette bir siyasi görüşü vardır. Ama hepimizin de eşimiz, dostumuz, hısım ve akrabalarımız, arkadaşlarımız elbette farklı siyasi görüşlerde olabilir. Hoşgörü ile sevgi ve saygı ile birbirimize yürüdüğümüz ve yürüdükleri yolda başarı dileyebiliriz. Amenna.

Şimdi, ben şu partiliyim desem ve bugünlerde özellikle bugünlerde bana ters düşen bir partinin adayının gidip koluna girsem ve sosyal medyada da boy boy fotoğraflarla boy göstersem, bana ne dersiniz.

Şimdi, ben bu partiliyim desem ve yine bana ters düşen bir partinin adayının işyerini kendime mesken tutsam, bana ne dersiniz?

Benim tuttuğum partinin adaylarının suyu mu çıktı acaba? Benim tuttuğum partinin çivisi mi çıktı da benim elim işte, gözüm oynaşta tiyatrosunu oynuyorsun demezler mi bana?

Bana demezler mi, sen nasıl siyasetçisin? Sen nasıl dava adamısın? Senin ideolojin, senin omurgan, senin duruşun nerede kaldı acaba? Diyerek hayıf biçmezler mi bana?

Beyler, lafı fazlaca uzatmanın bir anlamı yok. 

Ya olduğunuz gibi olun. Ya da göründüğünüz gibi olun. Adamın canını boş yere sıkmayın…