Atalarımızın bir sözü vardır. Nerede çokluk var ise orada mutlaka bir musibet vardır diye. Bu söz aslında her alanda günümüzde hala geçerliliğini korumaktadır.

Siyaset maratonunun başlandığı bugünlerde de bu atasözü aklıma geliverdi. Siyasi partiler bir yarışa girerek ittifak üstüne ittifaklar yapmaya başladılar. Mevcut halihazırda ki ittifaklar da kendilerini daha da genişletmek için kolları sıvadılar.

Siyasette renklilik, çeşitlilik, geniş yelpaze ve mozaik elbette çok önemli ve değerlidir. Ancak siyasette ne taşlı pirinç ne de dolu su bardağına düşen böcek makbul değildir. Mide bulandıran unsurları elinize, eteğinize dolarsanız işte o zaman bütün hesap, kitap alt üst olur.

Taşlı pirinç kurtlanır. Pilav yapsanız da içinize sinmez. Rahatça iştahlıca da yiyemezsiniz. Böcek ufak ama mide bulandırmaz sözünü söyleseniz de o suyu içmez derhal dökersiniz değil mi?

İşte o yüzden masanıza mı, sofranıza mı artık neye sayarsanız sayın oturup kalktığınız, kimlerin elini tuttuğunuz seçmen tarafından çok önemlidir. Seçmen artık bilinçli bir seçmen vasfına kavuşmuş iyide bir analist kimliğine bürünmüştür.

Cumhur İttifakında da bir genişleme operasyonu başladı. Bütün ittifaklar için bu hafta çok hareketli geçecek. Bir yandan da milletvekili adaylık başvuruları ve haftaya da aday tanıtım programları gündeme damga vurmaya devam edecek.

Dönelim başa, pazarda bulgura giderken evdeki pirinçten olmayın. Siyaset pazarında unutmayın ki, tezgah üzerinde ki ürünlerin üstü albenili altı ise çöplüktür. Yani ezik, büzük, çürümeye yüz tutmuş ürünlerdir. Fileyi her zaman istediğiniz gibi dolduramazsınız.

Ordumuzun da meşhur bir sözü ile noktayı koymak istiyorum. Ağır gelin batman gidin!

Nerede çokluk orada ……