Sosyâl medyada çok güzel paylaşımlar oluyor. Bilhassa yetkin ve saygın isimlerin güne ve gündeme dâir kısa dokunuşları çok öğretici olabiliyor. Bunlar da çoğu kez yeni günlerle berâber gündem ötesine düşüp boşlukta işlevsiz bir konuma düşüyorlar.

Yazanlar bunları kitaplarında değerlendiriyorlar mı bilmiyoruz ama, öyle bile olsa böylesi daha pratik ve öz oluyor.

Bugün, kitaplarından bilip  paylaşımlarını ilgiyle tâkip ettiğimiz, bugün de ayrıca tevâfukan, bizim İstanbul Yüksek İslâm'dan Ağabeyimiz Prof. Dr. İsmail KARA Bey hocamızla yanyana fotoğraflarını gördüğümüz Prof. Dr. Ergün YILDIRIM Üstâdımızın çeşitli vakit aralıklarında yayınladıklarından birkaçını buraya alacağız. Beğeneceğinizden emin olarak ve hocamızın müsâmahasına sığınarak istifâdenize sunuyoruz. Bu arada, hocamız sosyal medya paylaşımlarına başlık koymuyor. Dolayısıyla aradakiler dâhil tüm başlıklar bize âit.

NE İMAM-HATİPLİ NE DE HOCA!

Ortadaki Alparslan. Ne imam hatip ne de ilahiyattan geçmiş. Güzel şiirler yazıyor.Tam bir irfan ve muhabbet ehli. Köyümüz mezresinden. 

12 yaşında, herkes arabesk dinlerken o halk müziğini sevmiş. Elazigda radyo evi açmış. Yusuf Hayaloğlu ile dost olmuş. Ahmet Kaya ile görüşmüş. Tarkanı Elazığ'a getirtip konser verdirmiş.

Onlinda karşılaştık ve bugün tanışmak nasip oldu. Mezresinde doğal yaşıyor. Şehri terk etmiş. Gönül adamı, ruh adamı, irfan adamı. Ne imam hatip ne de ilahiyat! Hakikaten bazı insanlar doğrudan aşkın merkezi ile irtibatlı.

Yandaki arkadaş da Metin. Cocukluk arkadaşım. Babasi bana adil diye hitap ederdi. Zeki, çalışkan, coşkulu. İlkokul sonrası okuyamadi. Babasi ölünce ailenin rızkını temin  etmek ona düştü. Harika bir mizah yeteneğine sahip.

2 Eylül 2022

28 ŞUBAT; SOĞUK KORİDOR...

28 Şubat darbesi İslami camiada islamci , milli görüşçü, başörtülü ve ihl ne yoğunlaşmıştı. Bunlari ötekileştirme, damgaladi, tasfiye etti, fişledi. Meşru iktidari yerinden etti. MGK dsn çıkardığı tavsiye kararlarını Ecevit, Yılmaz ve Bahçeli ortaklığında kurulan hükümet eliyle uygulattı. İşsiz kaldık, dışlandık, vebalıya döndük...

KEMALİZM DİKTESİ, AKIŞ SEKTESİ...

28 Subat bir söylem savundu. Bu söylem devleti kutsayan, kemalizmi dikte eden, ABD ve AB ne karşıt olan, Avrasyacılığı savunan, sert laikliği üreten, muhafazakar sermayeyi dışlayan yone sahipti. Demokrat ve liberalleri sevmiyorlardı.

İSKELE-SANCAK;

BU İŞİN SONU N'OLACAK?

Kanal 7 de Ahmet Hakan Coşkun iskele sancak programına beraber başladık. Ben onun danışmaniydim. Iki yıla yakın beraber olduk. 28 subatta bir muhalefet ve mücadele sözcüsü oldu. Bunu da büyük ölçüde saygın liberal ve demokrat aydınlarla yapıyorduk. Mehmet Altan, Orhan Pamuk, Mustafa Erdoğan, Mete Tuncay...gibi aydin ve akademisyenler ciddi bir destek veriyordu. Bir çoğunu programa ben davet etmiştim. Bizim camiaya büyük bir moral oluyordu. 

OTORİTER KEMALİSTLER; HERGÜN HERGÜN KURBAN İSTER!...

28 Subat medyasındaki adamlar sürekli bahsettiğim otoriter,kemalist ve herkesi tehdit ve düşman gören  politikaları savundu. Mesela Tuncay Özkan, Fatih Çekirge, Hulki Cevizoğlu böyleydi. Perinçek ve aydınlık ekibi öyleydi. Bunlara göre tehdit vardi, işgal ediliyordu ve kurtuluş da ulusalcılık, milliyetçilik ve kemalizmdi.  

GÜLENCİ ÖĞRENCİLER GENELKURMAYDA KARŞILANDI!

Hatta Tuncay ve Çekirge Guleni Sabah Gazatesi, Kanal D gibi yayınlarda sosyal aktör haline getirdiler. Onunla milli görüş ve Erbakani elestirttiler. Manşet yaptılar. Gülenin tek bir adamına dokunulmadı. Dönemin Genel Kurmay Başkanı gülenci öğrencileri Genel Kurmayda karşıladı.

ERKAN MUMCU ya da HEY GİDİ GÜNLER!...

Büyükanit'tan önceki başkan. Erkan Mumcuyu tehdit eden. Sonra da rapor hazırlayıp Fetullahci Terör Örgütü diye tanımlanıyor 1999. Ecevit de Guleni yönlendirerek ABDye gönderdi. 

28 Subatta hukuk hiçe sayıldı. Savcı ve hakimler brifinge çağrılarak yönlendirildi darbe grubu tarafından. 

NE İLGİNÇ BİR DÜNYÂ! DEĞİL Mİ?

Simdi ulusalci, milliyetçi ve eski 28 şubatcilar muhafazakar medyada muhafazakarlara akıl  veriyorlar. Ne ilginç bir dünya! 

Ne kin ne de rovanşizm içindeyim. 

Fakat yaşadığımız bir hafıza var ve ondan da dersler çıkarmalıyız.

(28 Şubat 2023)

DARBE DEPREMİ, SİYÂSET YATAĞI...

Muhafazakar siyaset darbe girişiminden sonra yatağını epeyce değiştirdi. Ulusalcılar ve milliyetcilerle hem siyasi hem de ideolojik birliğe yöneldiler. Bunlar da muhafazakarları kendi içinde parçaladı. Ana kitle ve taban Ak Partide kaldı. Burada hem Erdoğan'ın büyük etkisi var hem de iktidar olmanın. Çok az bir kitle ve belli siyasi seçkinler de Deva ve Gelecek e kaydı. 

ÇOK PARÇALI, BOL BULUTLU...

Yeniden Refah ve SP ile beraber ilk defa muhafazakarlar bu kadar çok fazla parçalı bir yapı arz ediyorlar. Muhafazakarlarin kendi içinde ciddi bir rekabet ve kavgaya yol açıyor. 

MHP, İYİ PARTİ ve ZAFER...

Milliyetcilik de en az üçe bölünmüş durumda. MHP,  İYİ Parti ve Zafer Partisi. Ana milliyetçi kitle İYİ Partide. 

Ilginc bir biçimde hem milliyetçilik hem de muhafazakarlık siyasette belirleyici. İktidarda da muhalefette de. 

Bu da şunu öne çıkarıyor. Türk olmak ve Müslüman olmak siyaset kimliğinin iki ana belirleyicisi... (7.3.23) 

Ergün YILDIRIM 

HOCA'YA SELÂM, KÖŞE'YE DEVÂM...

Değerli okurlar; bir köşenin daha sonuna geldik. Hocamıza teşekkürlerle berâber sözü bağlarken, tekrar görüşmek ümidiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...