Bundan sonra ne olacak derseniz belli aslında.

Dönüp bakın geriye anlamak zor değil.

Yine yaralandık.

Yine içimiz yandı.

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7,7, Elbistan ilçesinde ise 7,6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.

10 kentte hasara neden olan depremler sonrasında binalar çöktü, çok sayıda kişi yaşamını yitirdi.

Türkiye topraklarının yüzde 95’i deprem kuşağı üzerinde.

Bunun yüzde 65’i birinci ve ikinci derece deprem bölgesi.

Her depremden sonra aynı şeyleri konuşmaktan yoruluyor insan.

***

Konuşuyoruz da ne oluyor?

Ne kadar ilerleme kaydediyoruz?

Her deprem sonrası, gündeme getiriyoruz.

En fazla bir hafta sonra, gündemden yavaş yavaş düşürülüyor.

Ta ki bir sonraki depremi yaşayana kadar.

Sonrasında tekrar başa sarıyoruz yine.

Yani garip bir kısır döngüdeyiz. 

***

1999’da Marmara’da yaşanan büyük depremi hatırlayın.

‘Kimse yok mu’ sorusunu unutmadık.

Peki, geçen 24 yıla rağmen ele avuca gelen, hangi adımlar atıldı.  

Neler yaptık sizce?

Tarlalar-dere yatakları yapılaşmaya açıldı.

‘İmar Barışı’ ile kaçak yapıların ruhsatlandırılması eklendi.

Depreme çare diye ortaya atılan kentsel dönüşümün sonucu, inşaata dayalı ekonomik büyüme ve müteahhitlerin zenginleşmesi oldu.

***

Ve aradan tam 24 sene geçti.

Bundan sonra ne olacak derseniz belli aslında.

Dönüp bakın geriye anlamak zor değil.

En fazla bir hafta, bilemedin on gün.

Sonrasında seçim var zaten.

***

Yaşananlardan hiç ders alıyor muyuz? Hayır.

Acil, ciddi önlemler almazsak aynı görüntülere şahit olmaya devam edeceğiz.

Ki; coğrafya kaderdir.

Ülkemizin jeolojik yapısı, çeşitli zamanlarda yaşanan deprem gerçeği bize gösteriyor ki, depremle yaşamayı öğrenmeliyiz.