Dalkavuk kime denir bilirsiniz. İnsanları dalkavuk olmaya yönelten nedir?
Konumuz bu değil.
Konu dalkavuğun övgülere boğduğu kişi gerçekten o övgüleri hak eden biriyse, yapılan dalkavukluk ona bir şey kazandırmaz.
Ama dalkavuğa çok şey kazandırabilir. Makam, mevki, para, pul…
***
“Padişahın sofrasına çorbadan sonra çok nefis bir karnıyarık yemeği konuluyor. Padişah iri bir lokma alıyor. Ağzını şapırdatırken konuşuyor:
- Ben böyle bir lezzet görmedim. Ne kadar güzel bir karnıyarık. Bu patlıcan harika.
Bunu duyan dalkavuk hemen harekete geçer ve patlıcana övgüler düzmeye başlar:
- Bu mübarek sebzeye ne kadar şükretsek azdır. Bu patlıcanın her türlü yemeği keyifle yenilir. Bin bir çeşit yemeği, mezesi yapılır.
Bunu duyan baş aşçı ve aşçılar sıvamışlar kolları. Her gün ayrı bir patlıcan yemeği. O çeşit bu çeşit derken her gün bir patlıcan yemeği konmuş masaya. Padişah her gün patlıcan, her gün patlıcan, bir gün fırlatmış çatalı elinden, başlamış avaz avaz bağırmaya:
- Yeter ulan kaldırın bu patlıcanı önümden. Ne kastınız var bana her gün bu berbat sebzeyi getiriyorsunuz önüme.
Dalkavuk hemen fırlar ayağa, başlar o da feryada:
- Bu berbat sebzenin içinde nikotin de var. Sağlığa zararlı. Bu sebzeyi hemen yasaklayalım efendim, dikimini de, tohumunu da.
Olayı şaşkınlıkla izleyen baş aşçı dalkavuğun kulağına eğilir, konuşur:
- Sayın dalkavuk siz değil miydiniz bu patlıcan için mübarek diyen, patlıcan yemeklerinin tariflerini yapan, patlıcanı yere göğe koymayan?
Dalkavuk hışımla döner baş aşçıya:
"Bana bak," der... "Bana bak. Ben patlıcanın değil padişahın yalakasıyım."
***
Düzene ayak uyduruyoruz.
Amiyane tabirle araziye uyuyoruz.
Tercih meselesi olsa da aklınızın bir köşesinde bulunsun.
Eğer düşmanlarınızı gülünç gösterip mahvetmek isterseniz, etrafını dalkavuklarla doldurun.
Ve önemli bir uyarı.
Dalkavukluğun dostluğu, kurdun kuzuya dostluğu gibidir.