Eskiden siyasette bir makam ve mevki sahibi olabilmek için mutlaka ama mutlaka hedef aldığınız kişilere çamur at izi kalsın mantığı hükmü ağır basardı. Böylece koltuklara aday olan şahıslar tarafından ne kadar kendilerine göre kirli çamaşır varsa bir bir ortaya serilirdi.
Tabi istisnalar hariç bu serilen çamaşırlar içerisinde karşımıza doğru olanlar da çıkmadı değil. Malum önümüzde bir seçim süreci var. Gerek Cumhurbaşkanlığı seçimleri olsun gerekse Sivil Toplum Kuruluşları (STK)lar olsun. Ekim ayından itibaren hummalı bir yarış bizleri bekliyor.
Bunca yıllık meslek hayatımda üzüldüğüm konu ise şudur. Artık siyasilerin ve STK temsilcilerinin çamur at izi kalsın mantığı ile bir yere varamayacaklarını anlayamamış olmalarıdır. Bugünün çağında hala aynı zihniyeti güden şahsiyetlerin makam, mevki ve mesleklerine baktığımda da kendimden utanıyorum.
Niye mi? Bu Ordu içerisinde ben dahil olmak üzere bu tür insanlara nasıl itibar etmiş? Nasıl değer vermiş? Nasıl rağbet göstererek bunları bulunmaz Hint kumaşı yerine koymuşuz? Hani bir ata sözü vardır ya, “Besle kargayı oysun gözünü” diye bu önümüzde ki seçimlerde aynen böyle geçecek hiç merak etmeyin.
Aday olmanın da, bir göreve talip olmanın da bir adabı, bir ahlakı, bir usulü olması gerekmez mi? Seçilir veya seçilmezsin, takdir kanaat önderlerinindir. Sonuç ne olursa olsun saygı duyar ve takdir edersin. Ama bu erdemliği göstermeyeceğini ta başından belli edersen o yüzden de kaybetmeye her daim mahkum olursun.
Lafın fazlası deliye söylenirmiş. Ben şimdiden Ordu’da ki STK’ların seçimlerine dikkat çekmek istedim. Yeni yeni adayların yapacakları ile projeleri ile icraatları ile önce aynanın karşısına geçmelerini daha sonrada bizlerin karşısına çıkmalarını beklerim. Mevcut başkanları çamur atarak, yerden yere vurarak, yarında yaptıklarından utanacak olanlarla işimiz olmaz.
Şimdiden söylemiş olayım…