Seçimlere yaklaşıldıkça, icraatlar ile değil söylemler ile oy devşirme yolu tercih edilir oldu. Siyasi üslup her geçen gün daha kötüye giderek boyut değiştirmeye başladı. Aşağılama, tehdit ve hakaret artık iftira boyutuna ulaştı.

Herkes bilir ki iddia edilen bir şeyin ispat yükümlülüğü de iddia sahibine aittir.

Gün geçmiyor ki gündeme bu üslubun yeni bir versiyonu girmemiş olsun. Ama nafile! Tam gaz devam ediliyor.

Siyasetçiler acaba iftira atarak algı yaratmaya mı çalışıyor anlamak mümkün değil. Üstelik Ümit Özdağ’ın attığı iftiranın karşılığında bu halktan gördüğü tepkinin izleri henüz dururken hem de…

Son benzeri gündem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Ordu Milletvekili Seyit Torun arasında yaşanıyor.

Kullandığı üslup ve dil ile adından sürekli söz ettiren ve bu üslubu ile hep gündemde kalmayı tercih eden Süleyman Soylu bu defa CHP’li belediyeler hakkında şöyle bir iddiada bulunmuş:

"Hangi belediyelerine el atsak terör örgütü mensubu çıkıyor".

Seyit Torun da bu iddiaya şöyle cevap vermiş:

"İftiracı Süleyman Soylu! Hangi belediyelerine el atsak terör örgütü mensubu çıkıyor' demişsin. Madem öyle elini tutan mı var, sen ne iş yapıyorsun? 'İBB'de 557 terörist var' demiştin ama 8 aydır gıkın çıkmıyor. Sana açıkça söylüyorum, 557 kişiyi ispatlamazsan namertsin."

Bu sözlü açıklamasına cevap alamayan Seyit Torun, Soylu' ya bir de yazılı açıklama yaparak şöyle tepki göstermiş:

"İftira atıp köşene çekilemezsin! 249 belediyemizde yüz binlerce kişi ekmek yiyor, hepsini zan altında bırakıyorsun. Dedikodu yapma, emniyet de istihbarat da sizin elinizde. '557 kişiyi bize bildirin gereğini yapalım' dedik, cevap bile veremedin, utanmadan hala konuşuyorsun. İstanbul'da bombalı eylemlere katılmaktan sabıkalı 4 kişi sizin döneminizde işe alınmış. Ayrıca tutuklanan bir kişi de 2004'ten beri parti üyeniz çıktı. Hepsini bırak devleti FETÖ'ye yuva yapan sizsiniz. Acizce belediyelerimize saldıracağına önce aynaya bak Süleyman Soylu."

Hadi bakalım! Şimdi Seyit Torun’un bu söylediklerine ve ithamlarına delilleriyle ve ivedilikle cevap vermek şart oldu. İşin ucunda namert olmak var çünkü.

Vatandaş da merak ediyor elbette kimin pkk sevicisi, kimin iftiracı, kimin namert çıkacağını…

Torun’un bu açıklamasına ve sorduğu sorulara kayıtsız kalınmaması gerekiyor. Kayıtsız kalan itibarını kaybeder sandıkta da sınıfta kalır… Zira Soylunun bu tür delilsiz iddiaları partisine sürekli oy kaybettiriyor. Bakanlığının başarılarını gölgeliyor.

Üstelik Soylunun bu iddiasının sonuçları “her ay on bin dolar alan milletvekilini biliyorum, savcılığa suç duyurusunda bulunacağım” diyerek kulağının üstüne yatmasına benzemez. İddia ettiği konu çok ciddi...

Basın mensubu olarak bizde merak ediyoruz. Soylu’dan bu iddiasını ispat edecek delilleri ve belediyelerde pkk’lılar varsa neden haklarında işlem yapılmadığının mantıklı bir açıklamasını istiyoruz.

Ortaya atılan iddiadan daha önemlisi bu iddia sahibinin konumudur.

Sayın Soylu koskoca İçişleri Bakanı değil mi? Nerede pkk’ lı varsa kulağından tutup kodese tıktıramaz mı? O halde neyi bekliyor? Eğer böyle birileri varsa elini tutan mı var? 8 aydır neden gereği yapılmadı? Torun’un da dediği gibi yüzbinlerce belediye çalışanı neden zan altında bırakılıyor? Amacı bu iddia ile CHP’ye oy kazandırırken AKP ye oy kaybettirmek mi? Ne?

Ayrıca birkaç soru da ben sormak istiyorum Sayın Soylu’ ya:

Türkiye genelinde kamuda ne kadar pkk-pyd-ypg örgütlerine üye olan kaç kişi çalışıyor? CHP li belediyelerde çalışan emekçiler ile ilgili devletin elinde ki gerçek veriler nedir? Eğer çalışan varsa bugüne kadar ihraç noktasında neden bir adım atılmadı? Bu iddiayı ileri sürmenizdeki gerçek amaç nedir?

Bilmek istiyorum! Bu soruların cevabını merak ediyoruz.

Top şimdi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ’da…

Çıkıp bu sorulara ve açıklamalara cevap vermesini bekliyoruz.

Artık halk bıktı bu üsluptan. Zaten ekonomik zorluklar altında ezilerek yaşarken bir de bu delilsiz, aslı astarı olmayan iddia ve tartışmalar ile yaratılacak gündemler işe yaramıyor beyler…

Bırakın bu boş işleri de halka nefes olun! Bir oy devşirebilir miyim derken bin oy kaybedebileceğinizi de düşünün! Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olmayın!

Destek istiyorsanız doğrularla isteyin! Tarafız diye her yanlışa da eyvallah diyecek değiliz. Aklımızı kiraya vermedik henüz! O kadar da değil yani…

At terli yemiyor artık…