“Savaşı kazananın ilk yaptığı şey yenileni tekrar savaşamayacak duruma sokmaktır” demiş Nietzsche[1] ve eklemiş: “Şayet yenilen boyun eğip savaşma yetilerini terk eder, kendisi olmaktan vaz geçer, kazananın istediği gibi olmayı kabul eder, kendisine zararlı olanı seçer ve bu durumu sorgulamadan kabullenip tahammül ederse bunun adı YOZLAŞMA’dır.”

Nietzsche’ye göre: “Bir insan, başka bir insanın dayattığı istek ve görüşe göre yaşamayı tercih etmişse ‘Nesne İnsan’, kendi istek ve görüşüne göre yaşamayı tercih etmişse ‘Özne İnsan’ dır.

Ancak günümüzde ‘doğan görünümlü şahin’ misali ‘özne insan görünümlü nesne insan’ da var, ‘nesne insan görünümlü özne insan’ da…

Erklerin dayattığı baskı ve zulüm altında yaşamak zorunda olan ama hiçbir zaman vaz geçmeden buna inatla itiraz edip başkaldıran ‘nesne insan görünümlü özne insan’ konusuna bu yazıda girmeyeceğim.

Ama ‘özne insan görünümlü nesne insan’ formunu tanımanızı ve anlamanızı sağlamaya çalışacağım…

Bu formu sakın ha hafife almayın! Yeryüzünde yaşayan tüm canlıların en zararlısı ve en tehlikelisidir!

Bu formun vücut bulmuş hali nasıl bir şeydir diye merak ediyorsanız eğer bu yazıyı okuduktan sonra her gece her mecrada karşınızda üstenci bir dil ile tartışanları dikkatlice izlediğinizde, kolayca ayırt edebilir ve tanıyabilirsiniz.

Varlık nedenleri karşıtı çıldırtarak yenmek, tahrik ederek haksız eyleme sürüklemek, suç işleterek dışlatmak ve böylece etkisizleştirip kendisiyle tekrar mücadele edemeyecek hale sokmaktır.

Bu formun kendisine ait bir fikri ve düşüncesi yoktur. Aklını ve var olma nedenini kiraya vermiştir. Empati kurmak gibi bir güdüsü asla yoktur. Ne kendi derdini ne de karşıtın derdini dert etmeyendir. Tek derdi gücün yanında olmak ve haksız çıkar sağlayarak sömürdüğü o güce hizmet ederek varlığını sürdürmesine katkı vermektir.

Entelektüel derinliğe sahip olmayan ama her söze karşı kendisine ezberletilmiş hamasi cevapları olan bu formun amacı ve görevi her mecrada hizmet ettiği gücün yanlışları ile yarattığı olumsuzlukları ve dertleri söyleyen, doğruyu ve gerçeği konuşan karşıtı tahrik etmek ve zıvanadan çıkarıp çıldırtmaktır.

Bunun için çok özel bir teknik kullanır.

Siz ne söylerseniz söyleyin, ne anlatırsanız anlatın, ne sorarsanız sorun, önce sözünüzü kesip lafı ağzınızdan alır göğsünde yumuşatır, itiraz kipi ile evirip çevirip saptırır ve sonra değersizleştirerek size iade eder.

Karşısında çıldırmamak elde değildir. Bunlara sabırla dayanabilen de var dayanamayıp bunları darp eden de…

Geçtiğimiz günlerde bir mecrada tartışma programına katılan bu formlardan biri ile bir karşıt arasında yaşanan asla tasvip edilemeyecek o nahoş olayı üzülerek izledik. Özellikle bugünlerde gemi öylesine azıya aldılar ki bundan sonra da benzer nahoş olayların yaşanması kuvvetle muhtemeldir.

Aman ha! Bu form ile ne tartışmaya ne de bu formu ikna ederek değiştirmeye kalkmayın. Asla başaramazsınız. Herhangi bir ortamda, bir mecrada veya halkın önünde asla muhatap olmayın.

Gördüğünüz yerde erkekliğin onda dokuzunu hatırlayıp arkanıza bile bakmadan koşarak kaçın. Yoksa başınızı belaya sokarsınız.

Bu form, “Güldür Güldür Show” programındaki skeçlerde, her söyleneni ve sorulanı sadece “yani”, “aynen”, “sıkıntı yok”, “eyvallah” ve “ne alaka” ile cevaplayan “5 kelime İsmail” gibidir.

Her türlü olumsuzluğa ilişkin yapılan eleştiriyi veya sorgulamayı “ezan”, “bayrak”, “vatan”, “beka”, “kutlu dava” ve benzeri hamasete açık betimlemeler ile ilişkilendirerek önce saptırır, sonra bu eleştirileri yapan ve sorgulayanı “nankör”, “ajan”, “hain”, “terörist”, “dış mihrakların içerdeki işbirlikçisi” ve benzeri aşağılama ve değersizleştirme tanımlamaları ile suçlayıp karşıtı çıldırtır ve etkisizleştirir.

Bazen de “abartma”, “alma”, “şükret”, “sabret”, “biraz daha sabret” gibi çözüm (!) önerileri sunarken olumsuzlukların fiilini emir kipine çevirip peşine de “abi” yi ekleyip öyle cevap verir.

Örnek vermek gerekirse karşıt ile aralarında buna benzer bir konuşma geçer:

“İşler kötü kazanamıyoruz, eve ekmek götüremiyoruz.”

“Abartma abi!”

“Domatesin kilosu 15 TL, Patatesin kilosu 20 TL, alamıyoruz.”

“Yarım kilo al abi!”

“Et 170 TL, yiyemiyoruz.”

“Parça et alma, bütün kuzu kestir. Daha ucuza gelir abi!”

“Ekmek 8 TL, unun çuvalı 500 TL oldu.”

“Ajanlar, geziciler, bandanalı vandallar yüzünden abi!”

“Yanlış ekonomi politikası yüzünden her şeyin fiyatı arttı.”

“Fiyatları tayin eden Allah’tır abi!”

“Doğal gaz çok pahalı ısınamıyoruz.”

“Jelibon rezervi bulundu 2023 de ucuzlayacak abi!”

“Elektrik faturaları çok yüksek ödeyemiyoruz.”

“Kutlu davamız için her zorluğa katlanman gerek abi!”

“Akaryakıt çok pahalı her şeyin fiyatına yansıdı.”

“Almanya’da daha pahalı abi!”

“Gıda fiyatları uçtu, her şey 4 kat pahalandı.”

“Fransa’da yüzde 7 yani yedi kat daha pahalı abi!”

“Eğitim kalitesi çok düştü. ÖSY de sıfır çekenlerin sayısı çok arttı.”

“Lozan’ın eğitimle ilgili gizli maddeleri yüzünden abi!”

“Açız aç, yeterli beslenemiyoruz?”

“Devletin bekası için gerekirse ölücez abi!”

“Ekonomi mahvoldu, battı.”

“Biz değil, cahape, ip, zillet, bay kemal batırdı abi!”

“Madem enflasyonun sebebi değildi, faiz neden indi?”

“Dinde Nas var abi!”

“Yahu din ile ekonominin ne alakası var?”

“Din elden giderse herkes ateist olur abi!”

“Yahu din elde değil, gönüllerdedir. İnanan istemeden gitmez ki.”

“Türbanlı bacımızı dövdüler, camiye ayakkabıyla girip içinde içki içtiler, görüntüleri var abi!”

“127 milyar 999 milyon 999 bin 999 dolar nerede?”

“Ezanı susturamayacaksınız!”

“Ballı kaymaklı, gelir garantili, yap-işlet-devleti soy ihaleleriyle kimler zengin oldu?”

“Bayrağı indiremeyeceksiniz!”

“En ucuz evin fiyatı 1,5 Milyon, kirası 2 bin, barınamıyoruz.”

“Köye yerleş çiftçilik yap abi!”

“Tarım bitti, çiftçi-köylü perişan oldu.”

“Vatanı bölemeyeceksiniz!”

“Öyleyse vatanı bölmek isteyen terörist başının mektubu TRT de niye okundu?

“Vaaay sen bunu nasıl sorarsın? Vatan hainisin, teröristsin!”

“İstanbul seçimleri neden iptal edildi?”

“Çok basit çünkü çaldılar abi!”

“G20 den çıktık, CDS[2] primi, dış borç ve dış borçlanma faizi arttı.”

“Dış mihraklar ve içerdeki işbirlikçileri bize operasyon çekti abi!”

“Dünyada ekonomisi en kötü ilk 7 ülkeden biri olduk.”

“Yok öyle bi şey, bilakis dünya bizi kıskanıyor abi!”

“2022 KPSS sınav sorularını kim çaldı?”

"FETÖ’cü grup, 6’lı masa ve masanın altındaki çaldı abi!”

“Kredi faizleri çok yüksek, alamıyoruz!”

“Alma abi!”

“En acil insani ihtiyaçlarımıza bile yetişemiyoruz.”

“Şükret abi!”

“Niye anlamıyorsun, halimiz perişan.”

“Sabret abi!”

“Yolunmuş tavuğa döndük, tükendik bittik artık.”

“Biraz daha sabret abi!”

“Yeter artık! Daha da oy vermem size.”

“Ruz-i Mahşerde berat belgesi alamazsın abi!”

“Festivaller ve konserler iptal edilerek insanların yaşam tarzlarına neden müdahale edildi?”

“Sıvı ve kuru uyuşturucu alıyorlar, aleni taciz, tecavüz ve fuhuş yapıyorlar abi!”

“Ne biliyorsun, böyle yaptıklarına şahit oldun mu hiç?”

“İlim yayma söyledi abi!”

“Kim bu ilim yayma?”

“İlimi yayan abi!”

“İlim nedir?”

“Yayınlanan abi!”

“Geç bakalım dalganı geç! Ama unutma! Derviş de dervişin arkasına sırayla geçermiş.”

“O gün beni bulabilirse geçsin abi!”

Bu diyaloglar uydurma elbette ki! Özne insan görünümlü nesne insan formunun, karşıtları nasıl çıldırtabileceğine örnek olsun diye benzerleri örnek alınarak düzenlendi.

Ama daha çok çıldırtanlarını da izleyip duyduk. Televizyonlar bu kadar pahalı olmasa pencereden yola atardık. Çok şükür ki uzaktan kumanda icat edildi de zaplayıp evin içinde kurtulduğumuzu zannediyoruz. Ama sokakta bu formun garabetlerinden yine kurtulamıyoruz.

Velhasıl, başka söze gerek yok! Her kim her olumsuzluğu saptırıp, değersizleştirip, sizi çıldırtıyorsa onunla asla savaşmayın, bilakis ondan uzak durun!

Bu form ile savaşınızı darpla değil sandıkla kazanın…