- ABDÜLKADİR DEMİR24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ
- HÜSEYİN DENİZHANIMLAR..HANIM KIZLARIM LÜTFEN BURAYA DİKKAT!
- Ufuk ERSOYAYNI TAS, AYNI HAMAM
- Şafak DELİÇAKARSİYASETTE YENİ MODA “KÜRTLER!”
- Servet YERLİGÜZEL ORDU KÜLTÜR VE SANAT VAKFI VE BİR FESTİVALİN ARDINDAN
- NURİ KAHRAMANBİR HAFTA MEĞERSE NE ÇOK UZUNMUŞ!...
- Berkant DOĞANBİR ZENGİN YOKSULLUĞUN HIKAYESİ…
- Erol KARAERORGANİZATÖRLER NE OLACAK?
- Derya DERVİŞOĞLUYAŞ ALMAK
- SEDAT AKKÖSEESKİDEN DALKAVUK DU ŞİMDİ YALAKA OLDU...!
- UĞUR KARAFINDIK FİYATI AÇIKLANSIN
- ŞÜKÜR ÖZDEMİRDÜNYA KADINLAR GÜNÜ
- Mehmet KESKİNGEYLAN’DAN MÜJDE BEKLİYORUZ!
- Savaş ÇELEBİÇEVRE VE DİN
- Mustafa TÜRKYILMAZVALİ EROL’A APAÇIK
- Semra GENÇOSMANOĞLUŞEHRE ARTIK BİR NEFES ALDIRIN!
- NAZIM GÜLERMAĞFİRET ÇERAĞI, TEVBE DURAĞI, İSTİĞFAR BURAĞI...
- ATİLLA SAMATPERŞEMBEDEN MESAJ
- Ersin ERDOĞANEL-VEDA...
- MEHMET YILMAZYİNE YENİDEN TEK ORDUSPOR
- Recep AydınVALİ PARAYI MİLLETİN KALBİNDEN BULDU
- AV. KEVSER AYCAN YILDIZÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI
- AV. ELİF GÜNEY KATIRCIOĞLUUlusal Egemenlik ve Çocuk Hakları
- AV. BİRSEN UÇARKADINLAR VARDIR
- Av. Özlem KÜTÜKSUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK PEKİ YA SUÇA SÜRÜKLEYEN ?
- AV. ZELİHA AYPEK BAYRAKKADINLAR GÜNÜNÜN TARİHİNE BAKACAK OLURSAK!
- AV. YAREN TÜRKERBİLİM VE SANATTA KADININ ROLÜ
- Av. Ebru Avcı BecerenSosyal Medya Ve Çocuklar
- AV. SERAP TAŞTEMELHEPİMİZ BİRİZ, BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ, ŞİDDETİN HİÇBİR TÜRLÜSÜNE SUSMAYIN!
- AV. AYTEKİN ERDEMEN GÜRÜLTÜLÜ SES VİCDANIN SESİ
- AV. ASUMAN AYDINEREN BÜYÜK HAK YAŞAMAKMIŞ
- Av. Sabri Can GÜRSOYÇOCUK VE CİNSEL EĞİTİM
- AV. ALPER İSKENDEROĞLUAnadolu ve Mezopotamya ‘da Kız Çocuğu Olmak
- AV. TUĞÇENUR ALDENİZTÜRKİYE’DE KADIN VE SİYASET
- BİRGÜL AKBULUTSEVGİ İLE KURTULACAKTIR İNSANLIK….!!
- ÖZLEM KÜTÜKEKONOMİK HAYATTA ÇOCUK KALABİLMEK
- AV. ÖYKÜ ÇALIŞDÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
- KAYA AYDINÖĞRETMENSİZ EĞİTİM
- ADEM UZUNÖMEROĞLUKURUL
- ÇİĞDEM TÜRK ÖZÇELİKVEDALAR, ACILAR VE RUHLAR
- Mehmet TopkaraoğluGÖZLÜK CAMLARINIZI DEZENFEKTE EDİN
- ARSLAN ÖZERMEMLEKET HASRETİ
- Mehmet Ziya OdabaşPEKİ NASIL KÖYLÜ OLUNUR?..
- Op. Dr. İsmail KuralSODA ŞİŞESİ AÇARKEN KÖR OLMAYIN
- ONUR ŞAHİNÖNCE SAĞLIK...
- REMZİ AKSOYDOĞRU ADAM…
- Metin AKSOYCENAZE EVİNDE DÜĞÜN OLMAZ...
- Uzm. Dr. Hakan DumanBİR PARADOKSUN ANALİZİ
- Yunus ÖNEMTEKNOLOJİ HIZLA İLERLİYOR, İNSANLIK AYNI HIZDA GERİLİYOR
- Adem AksoyBAŞARININ ALTYAPISI ‘ADALET’
- YAŞAR DALGIÇREFERANDUMA NEDEN “EVET” NEDEN HAYIR?
- Soner MAĞDENVAR YA DA YOK OLUŞ
- Alaaddin ARSLANORDUSPORA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 13:30 BÜYÜKŞEHİR İLE ÜRETİCİNİN YÜZÜ GÜLÜYOR
- 13:28 BÜYÜKŞEHİR KIŞA HAZIR
- 13:26 KOKARCA BAHANE FİYATLAR ŞAHANE!
- 13:24 ÖĞRETMENLER GÜNÜ ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLERLE KUTLANDI
- 13:23 KÜLTÜR MANTARI YETİŞTİRİCİLİĞİ KURSU DÜZENLENDİ
- 13:21 REKTÖR BAŞ, ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLADI
- 13:19 MİLLİ EĞİTİMDEN ÖĞRETMENLERE ÖZEL TURNUVALAR
- 13:17 BAŞKAN KİBAR’DAN ÖĞRETMENLERE PASTA SÜRPRİZİ
- 13:16 “HAVAMIZI KORUYALIM KOAH’SIZ YAŞAYALIM!”
- 13:10 ORDU 67 LİDERİ YIKTI
- 13:07 TÜRKİYE’NİN RAKİBİ MACARİSTAN
- 13:03 EN ÇOK TARAFTAR ÇEKEN STATLAR
- 15:51 ŞANLITÜRK: ÖĞRETMEN DEMEK DÜNYA DEMEKTİR!
- 15:49 MHP’DEN ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMALARI
- 15:47 RUHSATSIZ SİLAHA 4 YIL HAPİS
Şafak DELİÇAKAR
HİKÂYE YAZMAK…
24 Haziran 2022 Cuma Saat: 09:26
Hükümetin bir bürokratı 2020 yılının Eylül ayında “Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır” demişti.[1]
Muhalefet bu söylemi, geçmişin gerçeklerini değiştirerek yeniden yazmak gibi algılayınca, “Türkiye Cumhuriyeti’nin şanlı tarihini hedef aldığını” iddia ederek konuyu rejim tartışmalarına kadar taşımıştı.
Tüm yazarlar bilir ki tarih, sadece kanıtlanmış mutlak gerçeklere ve gerçek kişilere yer verilerek yazılır. Yorum, eleştiri, ekleme veya çıkartma yapılamaz.
Hikâye ise, ya gerçek bir olayın, kişilerin, sürecin, neden ve sonuçları değiştirilerek[2], ya da gerçekte hiç olmamış olaylar ve kişiler uydurularak yazılır.
Bu açıdan bakınca “kendi hikâyemizi yazacağız” demek, ya “tarihi geçmişi değiştirip canımızın istediği veya işimize geldiği gibi yeniden tasarlayıp yazacağız” ya da “geçmişte hiç olmamış, tamamen hayal ürünü olayları ve kişileri gerçekmiş gibi yazacağız” demektir.
Şayet hikâyeye olağanüstü kişiler ve/veya yaratıklar da eklenirse, yer ve zaman ögesi de belirtilmezse eğer, o zaman Masal olur.
Gündem hızlı ve sürekli değiştiğinden bu söylem unutulmaya yüz tutmuştu. Ama geçenlerde iktidarın söylemlerinden anlaşıldı ki “kendi hikâyelerini” çoktan yazmışlar bile. Üstelik tam da muhalefetin eleştirdiği gibi, geçmişin gerçeklerini değiştirerek ama sadece bir Osmanlı padişahına ilişkin yazmışlar.
Önce TV dizisinde gerçeğin değiştirilerek senaryolaştırılmış hikâyesini tebessümle izlediğimiz II. Abdülhamid’in “Elçiye zeval olmaz” diyen bu milletin örf ve adetlerine aykırı davranışlarda bulunan bir kişilik olarak lanse edilmesine yol açan İngiliz elçisine tokat attığı sahne hariç üstünde bile durmayıp, ne de olsa filmdir, abartı ve hamaset olabilir dedik.
Ama iktidardan, resmi ağızdan, canlı ve sesli olarak II. Abdülhamid’e ilişkin gerçekdışı tarihi bilgileri dinleyince, eyvah dedik! Kendi hikayelerini yazacaklarını beklerken dezenformasyonun kralını yaptıklarını anladık.
“Camileri kapattılar, ahır yaptılar” diye dezenformasyon yapan bir zihniyetten başka ne beklenirdi ki?
Şimdi de, II. Abdülhamid’in iktidarı döneminde tek bir karış toprak kaybetmediğini ve idam edildiğini iddia edip dezenformasyon yapıyorlar.
Oysa güvenilir kaynaklardaki gerçek tarihe göre II. Abdülhamid en çok toprak kaybeden Osmanlı padişahıymış.([3]) ([4])
II. Abdülhamit 33 yıllık saltanatında, Osmanlı toprakları olan Tunus, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ ve Romanya’dan toplamda 1 milyon 592 bin 806 kilometrekare toprak kaybetmiş.[5] Bu alan yaklaşık olarak Türkiye’nin 2 katı büyüklüğündedir.
Ayrıca, II. Abdülhamid idam edilmemiş, eceliyle ölmüş.[6]
31 Mart ayaklanmasıyla tahttan indirilip 3 yıl Selanik'teki Alatini Köşkü'nde ev hapsinde tutulmuş. 1912 de getirildiği İstanbul’daki Beylerbeyi Sarayında 6 sene sonra 10 Şubat 1918'de 75 yaşındayken kalp yetmezliği nedeniyle ölmüş. Cenazesi, büyük babası için Divanyolu'nda yaptırılmış olan Sultan II. Mahmud Türbesi'ne defnedilmiş ve mezarı da halen orada imiş.
Osmanlı İmparatorluğunda onca önemli padişah varken neden II. Abdülhamid daha çok konuşulup gündemde tutuluyor diye sorgulamak gerekiyor artık.
33 yıllık iktidarında, doğru ve iyi olan işler yanında hatalı, kötü ve acımasız şeylerde yapmış, Osmanlının çöküşünü ve dağılışını hızlandırmış, her türlü baskı ve zulmü halkına reva görmüş, GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ü, baskıcı yönetimini eleştiren fikirleri var diye, gözaltına aldırıp sarayda sorgulatıp kendisine suikast yapacak diye suçlayıp tutuklatarak Bekirağa zindanına hapsetmiş bir padişah neden bu kadar övülüp gözümüze sokulur anlamak lazım.
Bu durum bize pek bilindik gelince, neyin peşindeler diye düşünmekten insan kendini alıkoyamıyor. Mesela;
II. Abdülhamid'in, Osmanlının ekonomisinin çöktüğü bir dönemde hiçbir padişahın olmadığı kadar nasıl zengin olabildiğini de öğrenmek gerekiyor.
Tarihçi yazar Vasfi Şensözen, “Osmanoğulları'nın Varlıkları ve II. Abdülhamid'in Emlakî” [7] adlı kitabında:
II. Abdülhamid’in Türkiye’deki ve yabancı ülkelerdeki servetini, miktar ve vasıflarını, nasıl elde ettiğini, mallarına yabancı ülkelerin nasıl el koyduğunu, Türkiye’deki mallarının hangi kanunla millete devredildiğini, varisi olan eşlerinin ve çocuklarının Londra tahkim mahkemelerinde ve diğer yabancı ülkelerde nasıl davalar açtığını detayları ile anlatıyor.
Bilmek isteyenler okur öğrenir. Yazarak ne yorulmak ne de okuyucuları gereksiz bir konuyla meşgul etmek istiyorum.
Velhasıl, Osmanlı imparatorluğunun onca yükselme dönemi padişahı varken bir çöküş ve dağılma dönemi padişahı olan II. Abdülhamid’in bu kadar çok övülerek, hatta kusursuz ilan edilerek, hikâyesi bile yeniden yazılarak gündemde tutulması ve Lozan Anlaşmasının bu kadar yerden yere vurularak eleştirilmesi;
Aklımıza karpuz kabuğu düşürmedi desek işte o zaman bu yazıda yaptığımız tek dezenformasyon olurdu…
[1] https://www.yenisafak.com/gundem/-bu-hikayeyi-birlikte-yazacagiz-ibrahim-kalinin-sozleri-derin-bir-entelektuel-tartismaya-donustu--3566846
[2] Bazı filmler de gerçek olaylardan alıntı yapılarak ya da değiştirilerek yazılmış hikâyelerin senaryolaştırılması ile çekilir.
[4] https://www.hurriyet.com.tr/gundem/sultan-ii-abdulhamid-nasil-oldu-iste-sultan-ii-abdulhamidin-hayati-hakkinda-bilgiler-40978254
[5] https://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-1-milyon-592-bin-805-kilometrekare-toprak-kaybeden-abdulhamid-icin-hic-toprak-kaybetmedi-diyerek-iyi-parti-genel-baskani-meral-akseneri-hedef-aldi-544425h.htm
Yazı Yorumları ( 0 Adet)
Bu Yazıya Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Ordu Yeni Haber Gazetesi
| İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yazılım: Doğru Ajans