Kalp ilaçlarımı almak için sıraya girdim.

Doktor ilaçları yazdı.

Eczaneden ilaçlarımı aldım.

Borcunuz 160 TL dedi eczacı kalfası.

Bir an boş gözlerle baktık birbirimize.

Bundan öncesinde en fazla 70 yada 80 TL ödüyordum.

Tamı tamına iki katına çıkmış. Acayip zam gelmiş.

İlaç bu. Aldık mecburen.

Bir yerde fişi çekilmiş gibi düşüp kalmak korkusu var.

***

Yüksek enflasyon, zamlar, fiyat artışları hepimizin canını okuyor,  cebimizi derinden sarsıyor.

Kimsenin tuzu kuru değil.

Şimdilerde en önemli kafa yorduğumuz konu; ay sonunu nasıl getirilir?

Bu konuda uzman, yetki verdiğimiz büyüklerimiz vatandaşın enflasyona ezdirilmediğini savunuyor.

Oysa vatandaş simit dahi alırken kırk kez düşünüyor.

Etiketlerdeki rakamlar kalbi yoruyor.

Gözlerinize inanamıyor, çarpıntılar içinde kalıyorsunuz.

Kan ter içerisinde nefes alıp verirken baygınlık hissi yaşıyorsunuz.

***

Enflasyonun ne kadar acımasız bir canavar olduğu biliyor.

Zaten bilmek için müneccim olmaya da gerek yok.

Vatandaş evden sokağa adım atar atmaz peşinde.

Bir markete girip, küçük bir alışveriş yapsın, o canavarın dişlerini görün bakın nasıl hissediyor ensesinde.

***

Kalp ilaçlarımı aldım.

Borcunuz 160 TL dedi eczacı kalfası.

Zamlara karşı bir önlem aldım kendimce. Faydasını görüyorum tavsiye ederim.

Alışveriş öncesi atıyorum bir dilaltı hapını ağzıma.

Cebimi koruyamıyorsam bile kalbimi koruyorum.

Sonrasında o günü de atlatıyoruz çok şükür.

Hayat devam ediyor işte.