İyi Valla. Türk Siyasetinin muhalefet kanadında siyaset yapan parti genel başkanlarının, kurumların kapılarına dayanmaları moda oldu. Hem de kelimenin tam anlamıyla kapı kapı dolaşmak siyasette yılın modası oldu.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tartışmalarına dahil olan olana. Açıklamalara dahil olanlar bitaraf olarak yine ağızlarına geleni söylemeye başladılar ve bugünde hala devam ediyorlar.
Kapı kapı dolaşıp rest çekmenin, meydan okumanın bir faydasının ve yararının olmadığını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendince başlattığı hodri meydanlarda görmüştük. Çaldığı her kapıda, “Evde yokuz abi” denilerek eli boş dönmüştü. Değil mi?
Ülkede hukuka, adalete güvenmeyenlerin tuttuğu tek yol olsa gerek kurumların kapısına dayanmak. Meydan okumak, “Erkeksen çık kapıya” demek neyin nesi acaba. Sanki kız tavlamaya çalışan, mahallenin kabadayısı olmayı ispat etmek isteyen eski maçolar gibi, çık kapıya demek te yeni bir posta şekli olmuş.
Bu düelloya dedim ya herkes dahil oldu. Parti genel başkanlarından tutun mafya babalarından çıkın. Yazan yazana, konuşan konuşana haydi hayırlısı bakalım. Unuttukları bir şey var ki, Özkan’ın da, Soylu’nun da kim olduğunu, nereden geldiklerini ve rotalarının neresi olduğunu bu millet gayet iyi biliyor.
Her iki tarafında hedefinde millet var! Birinin hedefinde milletin Bekası, diğerinin hedefinde ise belası var. Bir değil, bin kapı da dolaşsanız artık bu millet sizin bulaştırdığınız veya bulaştırmaya çalışmak istediğiniz belalara alet olmayacak, primde vermeyecek.
Millet aç, perişan, sefil, günü kurtarmanın peşinde, siz neyin peşindesiniz. Ortada bir suç, bir hakaret var ise, hak arama yeri kurumların kapısı değil, Adliye Saraylarıdır. 81 ilde mevcut bulunan Adliye Sarayları merak etmeyin armut toplamıyor. Adam gibi gidin hakkınız var ise buralarda arayın. Anlaştık mı?