Ordu’da geçen yıl en çok tartıştığımız konulardan birisi de görsel ve gürültü kirliliği olmuştu. Sıkça yaptığımız uyarılara rağmen maalesef bu alışkanlıklarımızdan bir türlü vazgeçemedik. Huyumuzdan mı? Suyumuzdan mı? Bilemiyorum ama bildiğim tek şey var ki, biz bu huyumuzdan vazgeçmeye pek de niyetli değiliz değil mi?

Bu konuyu ara ara köşeme taşımaya utanıyorum artık. Şehrimizde gürültü kirliliği gün geçtikçe had safhaya ulaşmasın. Orta ve üzeri yaşta ki araçların eksoz muayeneleri pek sağlıklı yapılmıyor anlaşılan. Belli ki zaten her beş araçtan üçünün eksozu sanki borazan arkadaş.

Bu gürültü kirliliğine birde motosikletler katılınca oh ne ala memleket. Orkestramız tam takım tastamamdır Vallahi. Sivrisinek gibi her an nereden nasıl bir hoşurtu ile çıktıkları belli olmayan bu başta motor kuryeler olmak üzere motosiklet sürücülerine de Vallahi hop hemşerim bir dur bakalım diyen de yok maalesef.

Gün içerisinde çıkardıkları gürültü kirliliği yetmiyormuş gibi, gecenin ilerleyen saatlerine kadar da verdikleri rahatsızlıktan da yine bihaberiz. Bu şehirde nasıl olsa hasta yok, çoluk çocuk yok, sabahın köründe erken kalkıp işe gidecek yok. Gece nöbetinden gelip de uyumaya çalışacak olan da yok.

Orkestramız tam teşkilat çok şükür 7/24 mesai yapıyor. Normal araçlar bir taksim geçiyor, ikinci taksim motorcularda, kamyoncusu, tırcısı geçiş taksiminde gecenin veya sabahın ilk saatlerinde de finali de ağır iş makinelerinin çıkardıkları senfonilerle günü gün etmeye devam ediyoruz.

Kirliliğe devam mı? Göreceğiz bakalım. Lafın fazlasına gerek yok. Sanırım maksat hasıl olmuştur. Bir daha bu konuyu inşallah haber veya köşe konusu yapmayız. Artık şu borazanları susturun beyler susturun! Bu konuda çok şikayet var haberiniz olsun…