Dünyanın başı nasıl bir belada görüyor musunuz? Eli kanlı terör örgütleri dünyanın dört bir yanında cirit atmaya başladılar. 50 yıldır süren bebek katili gözü dönmüş cani PKK belası ve uzantıları PYD/YPG, El Kaidesi, Talibanı, DAEŞ’i, IŞİD’i, irili ufaklı daha onlarca terör örgütleri boş buldukları meydanlarda nasıl da cirit atıyorlar görüyorsunuz değil mi?
Peki kim bu tahtakuruları? Bu sıçanlar? Bunların soyağaçları nedir? Nerden gelirler? Nereden ve kimlerden zıkkımlanıp icazet alırlar? Masum insanları kobay gibi yaşlarına, cinslerine, dillerine, dinlerine, ırklarına ve renklerine göre kolayca öldürmek 4 hak dinin hangisinde yazıyor? Ve emrediyor ki, siz insanları katledebilirsiniz diye? Hangisinde?
Bana göre 8.5 milyar insanın başına çorap gibi örülen bu tahtakuruları, bu sıçanlar, bu kanla beslenen terör odaklarının tek suçlu olduğu ülkeler, Rusya, Amerika, İsrail, Çin ve Araplardır. Şimdi oturun bu ülkelerin dinlerine bir bakın. Yahudisi, Hristiyanı, Arabı, Çinlisi, bunların hiçbirinin kutsal kitaplarında asla böyle bir zulüm emri yoktur.
Peki yoksa bu hırs, bu ihtiras, bu kin ve nefret nereden geliyor? Ekonomik güç mü dersiniz? Koskoca dünyaya hakim tek ülke mi dersiniz? Adına ne derseniz deyin, hiçbir hırs ve ihtiras insanların masumca öldürülme pahasına bu kin ve nefreti doğuramaz. Doğurtulmamalı da zaten öyle değil mi?
Biz Elhamdülillah Müslüman, laik ve çağdaş bir ülkeyiz. Başta Suriye ve Irak olmak üzere Afganistan ve diğer mezalim gören Müslüman ülkelere yaptığımız yardımlar, uzattığımız eller yüzünden bazı güruh tarafından çokça da kınandık. Kınanmaya da devam etsinler. Olsun dedik işimize baktık. Çünkü onların işi de bu zaten değil mi? Bize yüce Kur’an-ı Kerim neyi emrediyorsa, o emirleri uygulamakla mükellefiz.
Merhum Alparslan Türkeş’in meşhur bir lafı vardı bu güruha karşı dedi ki; “Ya sev, ya da terk et” tam da bugünler için söylenmiş bir söz. Neyse çok şükür ki, Afganistan’dan dünde 20 yıldır orada bulunan Mehmetçiğimizin burnu kanamadan yurda gelmesi yüreklerimize bir nebze de olsa su serpti. Biz gerektiğinde her yerde olmaya da devam edeceğiz.
Şimdi oturun bu kan emicileri tahtakurularının, bu sıçanların kökü nasıl kurutulur? Bunlardan nasıl kurtulunur? Dünya da masum insanların daha da fazla ölmemeleri için ne yapılır? Neler yapabiliriz? Bu soruların cevaplarını arayınız. Birey olarak, millet olarak, devlet olarak herkes otursun düşünsün. Başımızın nasıl bir belada olduğunu bir kez daha söylememe gerek yok herhalde…