Haydi siyasetçileri bir kenara bıraktım. Arkadaş bu sosyal medyada yangın üzerinden şov yapan sözel teröristlere ne demeli? Acıdan pay çıkarmaya çalışan nifak tohumları artık şu kin, nefret ve siyaset dillerini kıvırıp bir kenara bırakmalı. Sosyal medyayı babalarının çiftliği gibi kullananlara, hükümet derhal bir çözüm bulmalı diye düşünüyorum.

Ülkemiz bir afetle boğuşuyor. Felaket tellalları da oturma organlarını koymuşlar klavyenin başına veya cep telefonları aracılığı ile çektikleri fotoğraf ve selfilerle hangi akla hizmet ettikleri de belli değil, çamur atmaya, karalamaya, çalışmalara gölge düşürmeye devam ediyorlar. Yazık, günah yahu şehit bile verdiğimiz bu yangında siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? Allah aşkına…

Bu sosyal medya terörlerine yasal olarak nasıl bir tedbir alınır bilemiyorum. Bu iş hukukçuların işi ama gerçek olan bir şey var ki, o da bu meselenin bir an önce halledilmesi gerektiği. Türkiye’nin başına ne zaman bir felaket, bir acı, bir afet gelse, bu şerefsizler hemen klavyelere, cep telefonlarına çörekleniyorlar.

Kuldan utanmayan güruhun Allah’tan da utanması olmaz. Bu lafı ben her zaman söylerim. İçinde Allah korkusu olan zaten böyle işlere girmez. Dört bölge can havlinde, görevliler ve vatandaşlar canları pahasına bir ağaç, bir canlı daha yanmasın diye canlarını ortaya koyarlarken, nifaklar bunları görmüyor tabi.

Asker ve polisten sonra şehit verdiğimiz bir alanda afet ve yangınlar değil mi? Bu işin provokatörlüğü olur mu hiç? Yaygarası, şamatası, gürültüsü, patırtısı olur mu? Üzülerek söylüyorum ki, görüyoruz işte demek ki oluyormuş. Ne siyasetin ayarı kaldı ne de sosyal medya teröristlerinin. Allah hepsini ıslah etsin…