Haftaya bu üç başlık damgasını vurdu. Siyasi partilerde bu üç başlık üzerinden bayram etmişlercesine birbirlerine söylemedikleri, atmadıkları çamur, karalama kalmadı. İzi ne kadar tutar bilemiyorum ama Türk Siyasetinde her geçen gün artan üslup erozyonu ve etik olmayan siyasi davranışlarında sürdürülmesi marifetmiş gibi sayanlara baktıkça üzülüyorum.

Mülteci konusunda bırakın Avrupa’yı dünya genelinde en büyük başarıyı, hakkaniyeti, adil olmayı Türkiye imkanları dahilinde başarmadı mı? Başardı. Takdir edilir mi? Edilir. Türkiye bir yandan FETÖ’den dolayı ekonomik krizle mücadele ederken bir yandan da mültecileri namerde muhtaç etmedi. Kusura bakmayın ama bu da hiçbir babayiğidin harcı değildi zaten.

Ben mülteci konusunda fazla lafa girmeyeceğim. Zira merakla beklediğim bir husus var ki, o da bakalım bu küstah Avrupa ve Amerika, mülteciler konusunda vermiş oldukları ayni ve nakdi yardımları ne zaman yerine getirecekler? Sözlerini ne zaman tutacaklar? Birlikte bekleyip göreceğiz. Veya ne zaman yine çamura yatacaklar bu hususta?

Gelelim yine bu hafta irili ufaklı partilerin kendilerince gündem yaratmaya çalıştıkları ekonomi meselesine. Yahu ben 2016 yılının Ekim ayından beri peyder pey uyardım. Uyarmaya da hala devam ediyorum. Ekonomi konusunda kan ağlayan kesim neresi biliyor musunuz? Memur, işçi, emekli, çiftçi, Bağkur’lu, dar gelirli ve orta direk. 81 milyonun 65 milyonu bu kesim içerisinde. Diğerlerinin zaten tuzu kuru değil mi? Kardeşim daha neyin peşindesiniz anlamıyorum.

Pandemi sürecinde vampirleşen bir cenah vardı ki, işte o cenah 65 milyonun kanını emdikçe emdi. Kim bunlar peki? Bankalar, GSM Operatörleri, Elektrik şirketleri, Enerji şirketleri ve Su ve Kanalizasyon idareleri. İşte bunlar 65 milyonun anasını ağlatan da bunlar oldu.

Paran yoksa kredi de yok, sicilin bozuksa maaş avansı dahi yok. Yine paran yoksa elektrikte, su da yok. Yani zırnık yok. O yüzden kimse kimseye ahkam kesmesin, mabal da okumasın.

Son olarak kaç gündür Manavgat’ta süren yangın. Yandı ciğerlerimz köz köz oldu yandı. Hala yanmaya da devam ediyor. Buna sebep olan her kim veya kimler ise Allah’ımdan bulsunlar.

Terör mü? İhale mafyasının kundaklaması mı? Her ne bela ise bulunacağına ben inanıyorum. Yalnız bu arada eğer söylentilere göre bu işin müsebbibi ihale mafyası ise, o zaman vay Orman Bakanlığının haline ki vay.

Burada yalnız Manavgat’ın, Antalya’nın değil, burada tüm Türkiye’nin ciğerleri yanmış durumda. O yüzden fail veya faillerin ivedilikle tespit edilerek en ağır cezaya çarptırılmasını da canı gönülden istiyoruz.

Bu konuda istihbaratın çalışmalarına da gölge düşürecek eylem ve davranışlardan da uzak durulması gerektiğini de tavsiye ediyorum. Evet hafta sonu da sanırım gündem yine bu üç başlıkla sürecek. Gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz.