8 Mart Dünya Kadınlar Günü bugün.
Her yıl olduğu gibi bu yılda kutlayacağız.
Birileri çıkacak, kameraların karşısında kadını, kadına verdiği değeri, kadınlarımızı anlatacak cümlelerinde.
Süslü, janjanlı , afili kelimeler yan yana gelecek yine.
Yılda bir kez, bugün kadınlara kadın oldukları, çok değerli oldukları hatırlatılacaklar bize. Onlar da dinleyecekler.
***
Her bugünde rahmetli anam gelir aklıma. Polis Muzaffer’in karısı.
56 yıla sığdırdığı hayatında iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir kadın olmak için çırpındı durdu.
Hey gidi polisin karısı, ne savaştı senin kişi.
Babam öldükten sonra sadece bir tek emekli maaşıyla, yıllar boyunca beş erkek, bir kız toplam 6 kardeşim için verdiğin çabayı,
Küçük banyonun eşiğinde, ağzında birinci sigarası, dumanlar içinde, leğende çamaşırlarımızı yıkarken mırıldandığın yarım kalan türkünü,
Hepimizi sırtında taşıyarak, derin suları, yüksek dağları aştıktan sonra veda edip, gidişini unutmayacağım.
***
İTİRAF
Senden sonra
Tüm yaşamın boyunca yılmadan
Ardından açtığın o pencereden
Gök kuşağının tüm renkleri konuk şimdi
***
Ektiğin umut tohumları
Senden sonra da yeşerdi ocaklarımızda
Yemyeşil bir orman oldu yüreklerimizde
Yağmurla büyütüyoruz bir bebek gibi
Sabırla…
***
“Sıcacık bir ekmeğin buğusuydu” gülüşün
Donmuş yürekleri ısıtan bir tas sıcak çorba…
Ekmeğimize katık ettiğimiz zeytin tanesi…
Her daim avuçlarımızda sakladığımız.
***
Sen hiç bitmeyen savaşların kahramanıydın bizim için
Elinde kılıcın, son ana kadar kavganın tam ortasında, hiç kaçmadın
Sen kimsenin farkında olmadığı, kanlı savaşların madalyasız askeriydin
Bütün analar gibi güzeldi yaşam kavgan.
Gurur duy ana;
Ne mutlu sana!
***
Bu şiir ona.
Bu şiiri onun için yazdım. Polis Muzaffer’in karısına.
Hayatı, yaşadıkları belki de milyonlarca satılacak bir roman olan rahmetli anama, sadece kısa bir şiir yazabildiğim için utanıyorum…
Lakin, içim çok rahat.
Analar, öldüklerinde cennete gidiyorlardır mutlaka…