Türk siyaseti artık aylık yıllık değil bu kez de haftalık gündem konularıyla kendini belli etmeye başladı. Bu haftaya da damgayı vuran konu, açlık, yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı ve beceriksizlik oldu.

Başta Ana muhalefet olmak üzere muhalefet partilerinin gündeminde açlık, yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı var iken iktidar kanadında da geçmiş dönemler hatırlatılarak muhalefetin geçmişteki yaptığı beceriksizlikler gündem konusu oluverdi.

Geçen haftalarda da yine buradan yazmıştım. Siyasette ki üslup tartışmalarının vardığı nokta ve getirdiği sonuçları özetle ifade etmeye çalışmıştım. Ben her gün belki bir gün bu üsluplar düzelir, değişir veya siyaset normale döner diye beklerken, aksine her gün daha kötüye gittiğine tanık olarak inanın onların yerine ben utanmaktan sıkılmaktan kendimi geri alamıyorum.

Eleştiri herkesin hakkıdır. Yanlış yapılan şeyler mutlaka düzgün eleştiri metotlarıyla düzeltilmelidir. Zira eleştiriyi iftira ile karıştırırsanız yapmış olduğunuz siyaseti de böylece kirletmiş olmuyor musunuz? 

Burada sağ veya sol ayrımı yapacak değilim. İktidar veya muhalefet ayrımı da yapacak hiç değilim. Bakıyorum herkesin aklı başında, herkes kelli felli, kendinize gelin efendiler demek te tabi ki bana düşmez.

Ama bana düşen bir gerçek var ki, onu da söylemeden geçemeyeceğim. Gördüğüm o ki, siyasetin her geçen gün kirlendiği hususudur. Bu haftaya karalama dönemi ile girdik. Artık bu pazara kadar böyle gider gibi görünüyor. Haftaya önümüze bakalım ne servis ederler? Bilmiyoruz. 

Sağına da soluna da, iktidarına muhalefetine de son olarak derim ki, siyaset gittikçe kirleniyor! Sebebi millet değil, sebebi sizsiniz. Farkında mısınız acaba? Farkındaysanız düzelin ve düzeltin o zaman.