Ocak ayının başlarından beri sıkı takibe aldığım konu zamlar ve hayat pahalılığı oldu. Özellikle fahiş enflasyon rakamları üzerine devede kulak bile kalmayan maaş artışları karşısında memur, işçi ve emeklinin nabzına bakma şansım oldu. İnanın bu üç kesime de dokunabilene aşk olsun. Bir lafa bin ah işitmeniz kaçınılmaz olur.
Her geçen gün kepenk kapatmaya hazır esnaf, neredeyse bitmiş, tükenmiş durumda. Keşke o kredileri almasaydık diyenden tutun, iş mi yaptık sanki ödeme zamanı geldi çattı, biz şimdi bu borçları nasıl ödeyeceğiz diyerek kara kara düşünenlerden çıkın. Eskiden bir can suyu modası vardı. Şimdi can suyunun muslukları da kapanmış. Allah, bu kesiminde yar ve yardımcısı olsun.
Ya çiftçimiz, Vallahi de Billahi de çiftçimiz içinde ortalık hiç ama hiç güllük gülistanlık değil. Her üç çiftçiden biri icralık olmuş. Her üç çiftçiden biri de icranın eşiğine dayanmış. Çiftçinin de kan ağladığı yerde tarım ve hayvancılığında bedi bereketi kalmamış memlekette. Toprak anada, çiftçide eli böğründe biçare bekliyor.
Gençlerimiz, genç işsizlerimiz, diplomalı işsizlerimiz, çığ gibi büyüyor farkında mısınız? Artık harçlığa bile hasret kalan okuyan genç kardeşlerimizin durumuna ne demeli peki? Yarın geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin gelecek kaygılarını bugünden kim veya kimler hesap ediyor acaba? Nüfusun yarıdan fazlasının genç olan ülkemizde yeni nesil ne kadar sağlıklı büyüyecek? Merak ediyorum.
Uzun süreden beri sicil affı, kısmi sicil affı veya genel sicil affı konularında maalesef bir adımda atılmadı. Bankalar ve Merkez Bankası, ülkede her üç kişiden birini “KARA LİSTE” ye sokmayı gayet güzel başardı. 80 milyonun 70 milyonunu borçlandıran ve 60 milyonunu da “KARA LİSTE” ye sokmayı başaran bankaları ve Merkez Bankasını da tebrik etmek gerekmez mi? Faizler arttıkça borçlarda artıyor. Adamların sanki canına minnet değil mi?
Şimdi yasal takip veya icradan dolayı maaşı avansı dahi alamayan ve kredi çekemeyen emeklinin derdi, Siyaset değil. Kredi ve kredi kart borçlarından dolayı hacze düşen memur ve işçinin derdi de Siyaset değil. İcra kapılarına minder atıp kurtuluş bekleyen çiftçinin derdi de Siyaset değil. Tabi ki gençlerimiz ve genç işsizlerimizin derdi de hiç ama hiç siyaset değil.
Beyler, milletin derdi geçim, ekonomi ve işsizlik. Öyle İŞ KUR üzerinden 5-6 aylık geçişlerle bu iş hallolmuyor bilesiniz. Öyle ağababalarına her türlü kredi, destek sağlayarak tabanda ki memur, işçi, emekli, esnaf ve çiftçiyi de yabana atmakla bu iş bitmiyor. Kurtarın bu milleti kurtarın. Kara listelerden, yasal takiplerden icralardan kurtarın. Bakın milletin derdi ayan beyan belli değil mi?