Ordu’da corona hızla yayılıyor.
Nasıl yayılmasın?
Kurallara uymamak için direniyoruz resmen.
Ciddiye almıyoruz.
Umursamıyoruz.
Bu corona ne zaman bitecek?
Ne zaman kurtulacağız?
Eski hayatımıza döneceğimiz günleri görecek miyiz?
***
Milyonlar endişe içinde eve kapandı.
Kimilerimiz panik halinde.
Günlerce, haftalarca hatta aylarca büyük bir travmanın içinde debelenip duruyoruz.
Korku içerisindeyiz.
Kalabalıktan uzak duruyoruz,
Olabildiğince mesafemizi korurken,
Temizliğe eskisinden daha fazla önem veriyoruz.
Kimileri sürekli ellerine dezenfektan sıkmaktan alerji olmuş, yara bere içinde.
Turşu, kefir, sirke revaçta
O vitamin, bu vitamin, şu vitamin…
Gece gündüz her an corona virüsü ve etkilerini konuşuyoruz.
Belirsizlik ne kadar sürecek, bir süre sonra sona erecek mi, sevdiklerimize bulaşır mı, onları kaybedebilir miyiz gibi sorularla kaygı ve endişe içindeyiz.
***
Bir de öyleleri var ki; “Dünya yansa bir kalbur samanı yanmaz” modunda boş vermiş, umursamaz yaşıyor hayatı.
Sırrıpaşa caddesinde geziyor,
AVM’lerde tozuyor,
Eğlencesinden taviz vermiyor, yiyor, içiyor, dünya umurunda değil.
Maske takmıyor,
Mesafe hak getire.
Temizliğe gelince değişen bir şey yok. Her yere, her şeye cesaretle dokunmaktan, temas etmekten çekinmiyorlar.
Virüs hızla yayılıyormuş,
Vaka sayıları artıyormuş,
İnsanlar hayatını kaybediyormuş,
Tehlike büyükmüş çok önemli değil.
***
Virüsün acı etkisi devam ediyor maalesef.
İkiye bölünmüş durumdayız.
Bir yanda, aptalca cesaret yerine akıllıca korkanlar,
Diğer tarafta ise, köy yanarken deli kız gibi saçını tarayanlar.
Ne tarafta olursak olalım lakin kafamızın üzerinde Demokles'in kılıcı gibi duran bir gerçeği unutmayalım.
Virüsü ciddiye almazsak başımız daha fazla ağrıyacak.