Kovid salgını ile birlikte, yaşanan bu süreçten en fazla ekonomi etkilendi.
Vatandaşın asıl sorunu ekonomi.
Sofraya koyabildikleri,
Cebi,
Cüzdanına giren, çıkanla asıl meselesi.
Borçlanma en büyük dert.
İşsizlik,
Parasızlık,
Yoksulluk.
Ekmek…
***
“Acı reçete” deniliyor.
Reçetenin bedelini kim/kimler, nasıl ödeyecek.
Kemer sıkmaktan yorulduk artık.
Enflasyon ciddi artış göstermiş durumda.
Çarşı Pazar yangın yeri.
Esnafın, çiftçinin, KOBİ'lerin, sanayicilerin bankalara borcu katlanmaya devam ediyor.
Vatandaşın cebinde para yok. İhtiyaçlarını can simidi olarak gördüğü kredi kartıyla karşılıyor. Kart borçları patladı.
Borçlar yeni borçla döndürülmeye çalışılıyor.
Devlet sürekli olarak vergi afları ve yapılandırmalar gündeme getiriyor ancak ödenmesi pek mümkün görünmüyor.
İşsiz sayısı 10 milyonu aşmış görünüyor.
Birden fazla üniversite bitirmiş gençler 2 bin 300 TL düzeyindeki asgari ücretle iş bulmayı kabullenmiş, bulabilenler kendisini şanslı olarak görüyorlar.
Ve milyonlarca insan aylık bin 170 TL'lik zorunlu ücretsiz izin parasına mahkum durumda. Geçin bakalım geçinebiliyorsan.
***
“Acı reçete” deniliyor.
Madalyonun diğer yüzü daha acı.
İsraf ve savurganlık had safhada.
Lüks,
Şatafat,
Debdebe
Kim nasıl yaşıyor farkındayız.
Akşam yemek için 1 kilo hamsi almak için bile düşünüyorsak,
Tahıl Pazarında çay ocağında bir çay içerken parasını dert ediyorsak,
Bunun en önemli sebebi hesapsız kitapsız yapılan harcamalar ve israftır.
***
Bu halk gerekirse “acı reçeteye” katlanır
Bu halk omuzlarındaki ağır yüke rağmen kendisine düşeni yapar,
Lakin halk yanında herkesi görmek ister, yükün eşit dağıtılmasını bekler.
Birlikte elimizi taşın altına sokalım.
Adaletli olsun, reçeteden herkes payına düşeni alsın…