Görülen şudur ki bu salgın gerek siyasal ve gerekse toplumsal ve ekonomik anlamda çok köklü dönüşümleri de beraberinde getirecektir.
Sonu görünmeyen bir tünelin henüz başındayız sanki.
Daha neler yaşayacağız yaşadıkça görüp, şahit olacağız.
Yaşlılar için, öğrenme mevsimi her zamandır.
İhtiyarlık denen şey, beyaz saçlardan ve yüz buruşukluğundan ziyade, artık geç kalındığı, oyunun oynanmış olduğu ve bundan sonra, sahnenin başka bir nesle ait olduğu duygusunu hissetmektir.
65 yaş ve üzeri vatandaşların her gün 10.00-16.00 saatleri arasında sosyal mesafe kuralına riayet etmek ve maske takmak kaydıyla dışarı çıkabileceklerine, bu saatler dışında 65 yaş ve üzeri vatandaşların sokağa çıkmasının kısıtlanmasına karar verildi.
Kısacası; kabak 65 yaş ve üzerine patladı.
***
Olay gerçektir. Türkiye’de Elazığ’da geçer.
1960’lı yıllar!
Elazığ akıl hastanesinden personelin bir ihmali sonucu bütün deliler kaçar, Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar. Toplam 423 deli kaçmıştır. Mülki makamlar panikler, Başhekime koşup; “Doktor bey ne yapalım” diye sorarlar.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Bey hastanenin başhekimidir.
Mutemet Bey; “Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin” der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında kara trencilik oynayarak bütün Elazığ’ı “çuf çuf” nidalarıyla dolaşırlar.
Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar.
Lokomotif, yani başhekim Mutemet Bey yönünü hastaneye çevirince tüm kaçan deliler hastaneye geri dönmüş olurlar.
Sorun çözüldüğü için hem mülki makamlar ve doktorlar, hem de trencilik oynayıp hastaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur.
Olayın en enteresan yanı akşam sayımında ortaya çıkar. Çünkü hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir.
***
Bizim ülkemizde de şu an yaşananlar akıl sağlığımızı korumamız noktasında oldukça büyük sıkıntı yaratıyor diye düşünmeden edemiyorum.
Şeytan diyor takıl bir lokomotifin peşine, çuf, çuf, çuf…
Bence ihtiyarlıktaki en acı şey o yaşa gelen insanın, başkalarına sıkıntı verdiğini hissetmesidir.