Vali devleti temsil eder. Vali vatandaşla devlet arasındaki en önemli köprüdür.
Denizli’de bir valimiz var. Ali Fuat Atik.
Kentte koronavirüs denetimi için dolaşırken bir dönerciye yaklaştı.
Dönerci ustasının eldiven takmadığını görünce, ustayı uyardı.
Ustanın uyarıyı dikkate almayarak döner kesmeye devam etmesine sinirlenen Atik, polis ekiplerine işletmeyi kapatma talimatı verdi. İlginç bir yaklaşım, bir o kadar yakışıksız bir üsluptu.
Ki; Atik, yaşanan olaya gelen tepkiler üzerine özür diledi.
***
O gün birçok esnafın kapısında, denetimdeydi Vali Atik.
Oyuncakçı esnaf Üzeyir Yazır, pamdemi döneminde esnafın halini özetledi aslında. Konu ne kadar anlaşıldı bilmiyorum.
“Geberiyorum” dedi esnaf Üzeyir Yazır.
Neden maske takmadığımı sordu. Ben de kendisine artık canımdan bezdiğimi ölmek istediğimi söyledim.
İnsanlar alış veriş yapmıyor. Oyuncak almaya maddi durumları yatmıyor. Bir yıldır buradayım. Para kazanamayınca canımdan bezdim.
Akşama kadar 15 lira ile tezgâh kapatıyoruz.
Benim iddiam 100 güne kadar bu cadde üzerinde 10 esnaf patlar.
Zaten cepten yiyorlar.
Kiralar yüksek alışveriş yok.
Kepengi açınca 1-2 bin lira yazar.
Satılık dükkân çok. Gizli satılıklar da var. Adam satılık yazmaya utanıyor ama pazarlık yapsan dükkânı bırakır gider.
Maske corona hastalık benim son derdim. Cebimde meteliğim yok. Para kazanamıyorum.
Her esnafın da düşüncesi aynı. Eve ekmek götüremiyorum.
İkide bir gelip denetim yapıyorlar. Zabıta geliyor. Polis geliyor. Para kazanamıyorum. Ceza yazsalar ödeyemem. Ben batak, bitik adamın tekiyim.
***
Bir tarafta esnafın canı burnunda, yangının ortasında kaldığını beyan ediyor açık açık.
Diğer yanda tam bir “Koyun can derdinde, kasap et derdinde.” durumu yani…