Dün okumuştum. Oldukça da ilgimi çekti ve sizinle paylaşmak istedim. Çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimi açısından onlara uygun kitapların seçilmesinin önemli olduğuna dikkat çekmiş bir uzman ve ebeveynlerin kitapların içeriğini mutlaka incelemeleri gerektiğine de ayrıca dikkat çekmiş.
‘Kitap Güvenliği Yönetmeliği’ oluşturulmalı diyerek tıpkı “Oyuncak Güvenliği Yönetmeliği” gibi çocukların sosyal ve duygusal açıdan örselenmelerini ve istismar edilmelerini önleyecek bir “Kitap Güvenliği Yönetmeliği” oluşturulması gerekiyor uzmana göre.
Yani bu standartların var olduğunu gösteren bir onay işaretinin “Güvenli Kitap Onayı- GKO” gibi kitapların üzerinde olması mecburiyeti getirilmesi gerektiği kanaatindeymiş. Bence de haksız değil ve sonuna kadar da bu zorunluluğu destekliyorum.
Uygunsuz içeriği nedeniyle bir çocuk kitabının gündeme geldiğini hatırlıyoruz değil mi? Çocuklar için doğru içerikte kitap seçiminin önemli olduğunu bu yüzden ısrarla yinelemeye devam edeceğiz.
Çocukların kitaplarla ilk yıllarda tanışmaları önemli değil mi? Kitapların, bilhassa masal kitaplarının, çocukların başta dil gelişimi olmak üzere, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimlerinde önemli bir rol oynadığının biliyoruz. Çocuğun kitapla daha yaşamının ilk yılından itibaren, anne-babası gibi yetişkinlerle etkileşimli okumalar yaparak tanışması bu nedenle çok önemlidir.
Eskiden büyüklerden dinlenen masallar, bugün çocuklara kitaplar aracılığı ulaşıyor. Kitaplar, böylece kültürel mirasın, gelenek-göreneklerin masallarla yeni nesillere aktarılmasında da önemli rol oynuyor.
Masallarda da toplumsal körlüğe dikkat edilmeli. Kültürel söylemlerin nesilden nesle geçmesi sırasında karşılaşılabilecek en önemli risklerinden biri olarak karşımızda duran ve ivedilikle farkında olmamız gereken riskleri iyi kavramamız gerekiyor.
Anomalilerin normalleşerek ‘toplumsal körlük’ oluşturmasını göz önüne alırsak, bu duruma en güzel örnek ‘toplumsal cinsiyet’ konusunda ‘eşitsizliklerin’ toplum bireyleri tarafından ‘normal’ olarak kabul edilmesi ve fark edilmemesidir. Örseleyici yayınlardan herkesin korunması gerekir.
Kitaplar yaşamın vazgeçilmezidir. Toplumsal, kültürel duyarlılığı olan evrensel değerleri benimsemiş kitaplar, gelişimimizde çocukluğumuzdan başlayarak önemli yer tutar. Duygularımız, sosyal ve kültürel bakış açılarımız kitaplarla şekillenir. Bu nedenle, başta çocuklar olmak üzere ergenlerin ve hatta yetişkinlerin bu tür örseleyici yayınlardan korunması ve risklerin ortadan kaldırılması gerekir.
O yüzden ‘Kitap Güvenliği Yönetmeliği’ oluşturulmalı diyorum. “Oyuncak Güvenliği Yönetmeliği” olduğu gibi “Kitap Güvenliği Yönetmeliği” oluşturulması lazımdır. “Güvenli Kitap Onayı- GKO” gibi kitapların üzerinde olması mecburiyeti getirilmesi artık kaçınılmaz olmuştur, günümüz Türkiye’sinde.