Türkiye yine hem sağından hem de solundan ablukaya alınmak isteniyor. Batı’da Yunanistan, Doğu’da Ermenistan. Hadlerini ve boyunlarının ölçüsünü çok şükür ki alıyorlar. Rabbim, bu hususta başta dünyanın en güçlü ordularından birisi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimize yar ve yardımcı olsun.

Yalnızca doğu ve batıda değil, Doğu Akdeniz'de sıcak gelişmeler yaşanıyor. Oruç Reis'in çalışma yaptığı bölgeye Yunan fırkateyni girmeye çalıştı. Oruç Reis'i koruyan gemilerimizden biri olan Kemal Reis, Yunan fırkateyni Limnos'u bölgeden çıkarmak için harekete geçti.

Türk ve Yunan gemileri arasında kafa kafaya geldi. İki gemi arasında sürtüşme yaşandı ve Yunan gemisi hasar aldı. Yunan fırkateyni, aldığı hasarın ardından bölgeden uzaklaşmak zorunda kaldı. Yunan fırkateyni Limnos'un burun kısmından yara aldığı, çekilen fotoğraflarda açık bir şekilde görüldü.

İçimize su serpen açıklamalar ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, dün yaptığı değerlendirmede Doğu Akdeniz'deki gelişmelere ilişkin açıklama yaparak şu ifadeleri kullandı; "PKK'sından DEAŞ'ına kadar tüm terör örgütlerini en azgın şekilde üzerimize saldılar. Bunlar da yetmeyince 15 Temmuz'da darbe girişimine kalkıştılar. Kuzey Irak'ta, Suriye'de, Libya'da, Doğu Akdeniz'de yürüttüğümüz harekatlarla, bu saldırılara karşı cevabımızı anladıkları dilden verdik.

Bugün de verdik ve kendilerine 'Bak bizim Oruç Reis'imize sakın saldırmayın, eğer Oruç Reis'imize saldıracak olursanız bunun bedelini ağır ödersiniz.' dedik ve bugün ilk cevabı aldılar. Her saldırının görünmeyen hançeri olan ekonomiyi, kur, faiz, enflasyon üçgeninde daha güçlü bir şekilde devreye soktular. Bu konuda da gereken tedbirleri alarak ekonomimizi güçlendirdik."

Diğer yandan Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan da içimizi rahatlatan açıklamaların gelmesi ziyadesiyle hem Türk halkını hem de Azerbeycan halkını memnun etti. Akar, net bir şekilde; "Ermenistan'a karşı tüm imkanlarımızla Azerbaycan'ın, Azerbaycanlı silah arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız" dedi.

İkinci vatanımız Azerbaycan'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Bakan Akar; Türkiye ve Azerbaycan'ın iki ayrı devlet olsa dahi aynı milletin evlatları olduğuna dikkat çekerek; "Bizim tarihimiz, dilimiz, irfanımız, kültürümüz bir. Canımız bir, kanımız bir. Bizim ayrımız gayrımız yoktur. Bir ananın iki oğlu olan Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler gerçek kardeşlik ilişkisidir. İki bedende bir can olan bu kardeşliğimiz bizim için vazgeçilmezdir.

Atalardan emanet olan kardeşlik bağını ele ele vererek gelecek nesillere bırakmakla yükümlüyüz. Bu bilinç içerisinde iki devlet, tek millet anlayışına sahip Azerbaycan ve Türkiye, dün olduğu gibi bugün de her türlü tehdit ve tehlikeye karşı, kederde ve kıvançta, bir ve beraber olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

Yapılan çalışmaların sadece Azerbaycan ve Türkiye ile ilgili değil, aynı zamanda bölgenin geleceği bakımından da çok önemli olduğunu çok iyi biliyor ve anlıyoruz. Bakan Akar, Türkiye ve Azerbaycan, köklü tarihi, dinamik nüfusu, her geçen gün büyüyen ekonomisi ve güçlü ordusuyla Kafkasya'da ve bölgede barış, huzur ve istikrarın teminatı olmaya devam edeceğimizi orada ilan etti. İcra edilen tatbikatlar da bu çabaların bir göstergesidir.

Tehdit ve tehlike oluşturan gelişmelerin etkin, caydırıcı ve saygın bir orduya sahip olma gerekliliğini Türkiye açık bir şekilde ortaya koydu. Her an harekata hazır bir ordu için modern harp silah, araç ve gereçlerine sahip olmanın yanı sıra iyi eğitimli personel varlığının da burada önemli olduğunu gördük.

Personelin en üst seviyede yetiştirilmesi ve muharebe şartlarına hazırlanması için tatbikatları önemli birer eğitim aşaması olarak nitelendirirsek, müşterek ve birleşik tatbikatların, orduların birlikte çalışabilirlik ve harbe hazırlık seviyesinin en önemli göstergesi olduğunu da görmeye devam edeceğiz.

İcra edilen tatbikatın başarıyla amacına ulaştığını da gördük. Bu ve bundan sora yapılacak tatbikatlar ayrıca iki kardeş ülkenin tehdit ve tehlikelere karşı ortak duruşunu da tüm dünyaya böylece göstermiş olduk.