Bu ülkede iki şeyden nefret ediyorum.
Birincisi, kadın ve çocuklara karşı yapılan cinsel istismar suçları,
Bir diğeriyse, kadın ve çocuklara karşı yapılan şiddet olayları.
Ne yazık ki bu iki saldırı suçlarına ülkemizde sıkça rastlanmaktadır. Avrupa gerçekleşen bu tip olayların tam 48 katı ülkemizde yapılmaktadır. Bu acı gerçeğin altında yatan en önemli sebep, aile içi geçimsizliğin, dışa vurulma halidir.
Kızlarımız aile içinde baskılara ve şiddete maruz kalmakta, sürekli tenkitlerle idare edilmektedirler.
Erkek çocukların kaderleri ise daha da karanlıktır.
Aile içerisinde baba baskısı, cebir ve şiddetiyle karşı karşıya kalmakta,
Okullarda öğretmenlerin baskıları, not korkuları,
Askerde komutan dayağı,
Erkek bireylerin kendilerine güvensizliklerini arttırmaktadır.
İş te bu günün bu delikanlıları, yarının babaları ve kocaları olduklarında, karşısındakilere adeta güç gösterisinde bulunmaktadırlar.
Yasaların sınırlı olması, yetersiz olması,
Eğitim ortamının boş bir balona benzetilmesi,
Çevrenin duyarsız ve yobaz olması,
Bu tür eylemlerin olmasını cesaretlendirmektedir.
Geçenlerde bir karikatür görmüştüm.
Öğretmen öğrencisine ailelerinin resimlerini çizmelerini istemiş.
Öğrencinin birisi annesini, ablalarını ve ağabeyini çizmiş, babasını ise kolsuz çizmişti.
Öğretmen, Yunus yavrum neden babanın kollarını çizmedin, unuttun mu diye sorar.
Öğrenci Yunus ise hayır öğretmenim çizmedim çünkü, babam annemi ve ablalarımı dövüyordu. Kolları olmayınca dövemez dedi.
İşte bu küçük çocuk bile kadına şiddeti ne kadar güzel karikatürlermiş değil mi?
O zaman hep birlikte ne diyoruz:
Kadına şiddete HAYIR diyoruz.
Kadına şiddet, insanlığa ihanettir.
Aslında her kadın kendini korumalıdır. Yasal haklarını bilmelidir. Kendileri değil hakaret ve cebir gösterenler utanmalıdır.
‘’ Unutmayın, Kadına şiddet hapiste biter’’